İnsanın en büyük yükümlülüğü Allah’a (c.c.) karşı olan kulluk görevidir. Diğer bütün sorumlulukları bu yükümlülüğe göre konumlanır. İnsanın kendisine, topluma ve çevreye karşı sorumlulukları Allah’a (c.c.) kulluk sorumluluğunun birer parçasıdır.
Yüce Allah, ergenlik çağına ulaşmış ve aklı başında olan her mümini farz ibadetlerini yerine getirmekle sorumlu tutmuştur. Dinde verilen emirleri yerine getirmekle ve yasaklarından kaçınmakla sorumlu olan kişilere mükellef denmektedir.
İslam'ın şartlarına göre irade ve akıl ibadetle mükellef olmanın şartlarıdır. Kişi iradesine sahip değilse, delilik, uyku ve baygınlık gibi durumlarda ibadet mükellefiyeti yoktur. Kişiler unutma, yanılma ya da başkası tarafından zorlanma gibi durumlarda yerine getiremedikleri ibadetlerden de sorumlu değillerdir. Çünkü bu durumda da iradesini kullanmamış olmaktadır.
"Ef'al-i mükellefin" kelimesi "mükelleflerin filleri" anlamını taşımaktadır. Terim olarak ise, dinen yükümlü sayılan kişilerin ortaya serdikleri davranışları ve bunlarla ilgili hükümler anlamı taşır.