Kültür ve medeniyet; dinî, siyasi, sosyal, ekonomik, ilmî ve sanatsal alanlardaki gelişmelerle zaman ve mekân içerisinde oluşur. Medeniyetler, kendilerine özgü esaslar sayesinde birbirlerinden ayırt edilirler. İslam Kültür ve Medeniyeti; tevhid, hürriyet, ilmîlik, özgünlük, yerellik, evrensellik ve sulh esasları üzerine kuruludur.
İslam Kültür ve Medeniyetinin Esasları
- Tevhid
- Hürriyet
- İlmîlik
- Yerellik
- Evrensellik
- Sulh
- Özgünlük
İslam, tevhidî yani bütüncül bir evren anlayışına sahiptir. Tevhid, İslam toplumunun ilim, sanat, düşünce ve sosyal hayatının her alanında etkili olmuştur. İslamiyet’te Allah (c.c.) her şeyin yaratıcısı ve sahibidir.
Hürriyet insanın doğuştan sahip olduğu temel haklardandır. Kişinin irade gücünü kullanabilmesidir. İslam, hürriyeti dinî, ahlaki, hukuki ve toplumsal yönleriyle bir bütün olarak ele alır. İnsanın özgürlüğü, iyi insan olması amacına yöneliktir. Özgürlüğün gerçekleşmesi, insanın yaratıcısına ve diğer varlıklara karşı sorumluluklarını yerine getirmesi şartına bağlıdır.
İlmîlik Kur’an’ın ilim olarak değerlendirdiği bilgi, vahiyle peygamberler tarafından insanlara iletilen bilgidir. Kur’an-ı Kerim’de ilim kesin hakikati ifade eder. “...Sana gelen ilimden sonra, eğer onların arzu ve keyiflerine uyacak olursan, bilmiş ol ki Allah’tan sana ne bir dost, ne bir yardımcı vardır.”7 Bilginin ilim değeri kazanabilmesi için temel ölçüt, Allah’ın (c.c.) kitabına uygun olmasıdır.
Özgünlük: İslam Kültür ve Medeniyeti, karşılaştığı İran, Yunan ve Hint gibi medeniyetlerden aldıklarını İslam potasında eritmiştir. Devraldığı mirasın, tevhide uygun olanını kullanmış, aykırı olanını ise ya ıslah etmiş ya da reddetmiştir. İslam Medeniyeti eklektik, taklitçi ya da öykünmeci tutum içinde olmamıştır.
Yerellik: İslamiyet, yerel değerleri de göz önünde bulundurur. Yayıldığı bölgelerdeki kültürel farklılıkları zenginlik olarak değerlendirir. Kültürel asimilasyona karşı çıkar. İslam Kültür ve Medeniyetinin farklı coğrafyalara yayılmasında ve kabul görmesinde yerel olana zarar vermeme ve onu koruma anlayışı etkili olmuştur.
Evrensellik: İslam Kültür ve Medeniyeti, kaynağı, içeriği ve mesajı itibarıyla evrenseldir. Allah (c.c.), insanları ve evreni yaratandır. O, âlemlerin Rabbi ve her şeyi kuşatandır. Kur’an-ı Kerim, “Ey İnsanlar”, “Ey Âdemoğulları” hitabıyla başlayan birçok ayette sınıf, ırk, cinsiyet, toplum ayrımı yapmaksızın, hitabın bütün insanlara olduğunu beyan eder. Bu mesaj ilahi kitapları ve peygamberleri tasdik edici şekilde çağlar boyu devam eder.
Sulh: İslam, “selam” kökünden gelen barış ve esenlik anlamına gelir. Tevhid mücadelesi veren peygamberlerin bozgunculuğa son vermek için çaba sarf ettikleri ve kendilerine yapılan her türlü şiddete karşı barış ile karşılık verdikleri görülür. Kur’an-ı Kerim “Ey iman edenler! Hepiniz topluca barış ve güvenliğe (İslam’a) girin. Şeytanın adımlarını izlemeyin. Çünkü o, size apaçık bir düşmandır...”19 ayetiyle barışa ve güven ortamına çağırır.