İman, sözlükte “güven içinde bulunmak, korkusuz olmak, tasdik etmek ve inanmak” anlamlarına gelir. İman, Peygamberimizin (s.a.v.) Allah’tan (c.c.) getirdiği her şeyi tasdik etmek, onun haber verdiği şeyleri tereddütsüz kabul edip ve bunların doğru olduğuna gönülden inanmaktır. (MEB Dinî Terimler Sözlüğü, s. 167.) İman, dinin diğer boyutlarına göre üzerinde en çok durulan konudur. İman dinin merkezinde yer alır ve dinî hayatın tamamı imana göre anlam ve değer kazanır. İman bu dünyada insana manevi bir huzur verirken ahirette de kurtuluşa erdirerek cehennem azabından uzak tutar.
Allah’a (c.c.), Hz. Peygamber’e (s.a.v.) ve onun haber verdiği her şeye yürekten inanıp, kabul ve tasdik eden kimseye mümin denir. Korku ve şüphenin yerini güvende olma ve sakinlik hakim olur. İmanın zıddı inkârdır.
Kâfir sözlükte, hakikati örtmek, inkâr etmek ve yalanlama demektir. Allah’ın (c.c.) varlığını reddeden, İslam dininin temel esaslarına inanmayan, Kur’an-ı Kerim’in bir veya birkaç ayetini veya tamamını inkâr eden kişiye de kâfir denir.
Kur’an-ı Kerim, müminlerin özelliklerini şöyle açıklar: “Müminler ancak o kimselerdir ki; Allah anıldığı zaman kalpleri ürperir. O’nun âyetleri kendilerine okunduğu zaman (bu) onların imanlarını artırır. Onlar sadece Rablerine tevekkül ederler. Onlar namazı dosdoğru kılan, kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden Allah yolunda harcayan kimselerdir. İşte onlar gerçekten müminlerdir. Onlara, Rableri katında yüksek mertebeler, bağışlanma ve cömertçe verilmiş rızık vardır.” (En’fal suresi, 2-4. ayetler.)
İslam, sözlükte “kurtuluşa ermek, boyun eğmek, teslim olmak, teslim etmek, vermek, barış yapmak,” anlamlarına gelir. İslam, terim olarak Yüce Allah’a (c.c.) itaat etmek, Hz. Peygamber’in (s.a.v.) getirdiği şeylerin hepsini kalp ile tasdik edip (onaylamak) ve dil ile söyleyerek Allah’ın (c.c.) emir ve yasakları doğrultusunda yaşamaktır.
Allah’ın (c.c.) dinine teslim olan, Hz. Peygamber’in (s.a.v.) din adına bildirdiği her şeye gönülden bağlanan, ibadetlerini yerine getiren, dinin güzel ahlakını davranışlarına yansıtarak inandığı gibi yaşayan kişiye Müslüman denir. Buna göre, Müslüman inancının gereğini tam bir teslimiyetle yerine getiren kişidir.
Kur’an-ı Kerim’de İslam, Allah (c.c.) katındaki hak dinin karşılığı ve özel adı olarak belirlenmiş, ondan başka hiçbir dinin Allah (c.c.) tarafından kabul edilmeyeceği Âl-i İmran suresinde 19. ayette şöyle vurgulanmıştır: “Allah katında din İslam’dır…”
Müslüman âlimler, imanın mahiyeti hakkında farklı görüşler ileri sürmüştür. İmanın mahiyeti; İman nedir? Mümin olabilmek için neler yapmak gerekir? İman etmek için bilgi gerekli mi? İman etmek için sadece dil ile söylememiz yeterli mi? İman etmek için sadece kalp ile tasdik etmemiz mi gerekir? İman etmek amel etmeyi gerektirir mi? Taklidi iman geçerli mi? Tahkiki iman nasıl olur? gibi sorulara verilecek cevaplarla belirlenebilir.
Kur’an-ı Kerim’de insanlar iman yönünden şu şekilde gruplandırılmıştır:
1. Mümin: Allah’a (c.c.) iman eden kişi.
2. Münafık: Allah’a (c.c.) inanmadığı hâlde inanmış gibi yapan kişi.
3. Kâfir: Allah’a (c.c.) inanmayan kişi.
4. Müşrik: Allah’tan (c.c.) başka ilah olduğunu kabul eden kişi.