Sahabi: Sözlükte “arkadaş, dost” anlamına gelir. Müslüman olarak Hz. Peygamber’i (s.a.v.) görmüş, onun sohbetinde bulunmuş ve Müslüman olarak ölmüş kişiler sahabi olarak adlandırılır.
Sahabiler;
- İlk Müslümanlardır.
- İslam'ı Hz. Peygamber'den (s.a.v.) öğrenmişlerdir.
- Peygamber Efendimiz'in (s.a.v.) rehberliğinde İslam'ı hayatlarına ilk olarak onlar uygulamışlardır.
- İslam’ın ilk öğrencileri ve öğreticileridir.
- Resulullah'tan (s.a.v.) öğrendikleri İslam'ı en güzel bir şekilde yaşayarak bizlere örnek olmuşlardır.
- Sahabilerin özellikle Peygamberimizin (s.a.v.) vefatından sonra İslam'ın yayılmasına çok önemli katkıları olmuştur.
Sahabilerin Peygamber Efendimiz'e (s.a.v.) olan sevgi ve bağlılıkları onların İslam’ın yayılması için gayretlerini artırmıştır. İslam inancının doğru bir şekilde öğretilmesi, Kur'an-ı Kerim'in toplanması ve çoğaltılması ve Peygamber Efendimiz'in (s.a.v.) hadislerinin sonraki nesillere aktarılması sahabilerin bu samimi gayretleri sayesinde olmuştur. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) ve onun şahsiyeti hakkında bilinenler sahabilerin naklettiği tespitlerden ibarettir. Eğer sahabiler olmasaydı bugün Kur’an-ı Kerim dışında Hz. Peygamber (s.a.v.) ve İslam’la ilgili güvenilir bilgi bulunmayacaktı.2 Yüce Rabb'imiz Kur'an-ı Kerim'de sahabilerle ilgili olarak, “İslam'ı ilk önce kabul eden muhacirler ve ensar ile iyilikle onlara uyanlar var ya, Allah onlardan razı olmuş; onlar da O'ndan razı olmuşlardır. …”3 buyurmuştur. Bu açıdan sahabiler ümmet içinde en faziletli nesil olarak kabul edilmektedir. Sahabilerin fazileti, onların güçlü imanları ve örnek davranışları sayesindedir. Onlar, kelime-i şehadeti getirdikleri andan itibaren:
- Resulullah'a (s.a.v.) candan bağlanmışlar, dinin emirlerini tam bir teslimiyetle yerine getirmişlerdir.
- Müşriklerin tehdit ve işkencelerine rağmen Allah'a (c.c.) ve Resul'üne (s.a.v.) bağlılıktan taviz vermemişlerdir.
- Her zaman Allah Resulü'nün (s.a.v.) yanında bulunmuşlar, ona zarar gelmemesi için çalışmışlardır.
- Allah Resulü'nün (s.a.v.) vefatından sonra da İslam'ın korunması ve doğru anlatılması için gayret göstermişler ve hiçbir fedakârlıktan kaçınmamışlardır.
Onların bu tutumları İslam'a davetin Arap Yarımadası dışında da duyulmasını sağlamıştır. Sahabilerin pek çoğu Resulullah'ın (s.a.v.) vefatından sonra İslam'a davet ve Cihad için Medine'den ayrılmış; Irak, Suriye, Mısır gibi başka beldelere yerleşmişlerdir. Bazı sahabilerin bu amaçla Hindistan'a, Çin'e ve Endülüs'e ulaştığı belirtilmektedir.
Sahabiler gittikleri yerde insanlara İslam'ı anlatmış, Kur'an'ı öğretmiş, yaşantılarıyla örnek olmuşlardır. İslam'a davet ve cihad için gelip ülkemiz topraklarında ölen ve kabirleri ülkemizde bulunan pek çok sahabi vardır. Bunlardan en çok bilineni Peygamber Efendimiz'i (s.a.v.), Medine'de evinde misafir eden Hz. Ebû Eyyub el-Ensari'dir.
Sahabilerden bize gelen bilgilerle,
- Kur'an-ı Kerim'in sure ve ayetlerinin gönderiliş (nüzul) sebepleri,
- Hadisler ve hadislerin söyleniş nedenleri,
- Kur’an hükümlerinin pratik hayata tatbiki ve Peygamber Efendimiz'in (s.a.v.) bu konularda yaptığı açıklamalar,
- Peygamber Efendimiz (s.a.v.) ve onun şahsiyeti hakkındaki bilgiler,
- Peygamber Efendimiz'in (s.a.v.) peygamberliği süresince yaptıkları öğrenilmektedir.
Sahabilerin tefsir, fıkıh ve hadis alanlarında yaptıkları çalışmalar İslam'ın doğru anlaşılması açısından önemli olmuştur. Sahabilerin hayatının bilinmesi, Resulullah'ın (s.a.v.) örnekliğini anlayıp kavrama açısından önemlidir