İnsan gördükleri, işittikleri ve düşündükleriyle hareket eder. Yani insanın bilgisi;
gözlem, haber ve akla dayanır. İsrâ suresi 36. ayette bilgi kaynaklarının doğru kullanılması emredilir. İnsanın bir haber ve bir olay hakkında kesin hüküm vermeden önce ciddi araştırma yapması Yüce Allah’ın emridir. Akıl ve vicdan bu şekilde hareket ettiğinde artık inanç dünyasında kuruntulara ve yanlışlıklara meydan verilmez.
“Hakkında kesin bilgi sahibi olmadığın şeyin peşine düşme. Çünkü kulak, göz ve kalp bunların hepsi ondan sorumludur.” (İsrâ suresi, 36. ayet.
İnsanın sorumluluğu en temel konulardan başlayarak hayatın her alanını kapsar. Öncelikle iman noktasında kesin bilgiye sahip olmak gerekir. Zanla hareket eden insan ya yanlış bir yola sapar ya da zayıf bir imana sahip olur.
İşittiğim her söze inanmam asla. Nedenini açıklayayım ;
Eğer işittiğimiz her söze inanmış olsaydık saf durumuna düşer ve herkes bizi kandırırdı.
İşitlen her söze güvenilmemelidir. Çünkü belki o kişi/ kişiler seni kandırıyor olabilir. Sana yalan söylüyor olabilirler.
İşitilen her söze inanılmalıdır. Eğer hep böyle inanırsan seni hemen kandırırlar veya allah korusun kaçırabilirler. O yüzden duyulan her söze inanmıyorum.