Ödev cevabı kısaca,
İnsanlar, doğayla doğrudan etkileşim halindedir. İnsanın doğayla olan ilişkisi doğuştandır. Temel ihtiyaçları doğrultusunda sürekli ve kalıcı bir ilişki kuran insanlar, beslenme, barınma ve korunma ihtiyaçlarının çok büyük bir bölümünü doğan karşılamaktadır. Öte yandan insan bütünüyle ekolojik denge içerisinde yer alan bir canlı olarak doğayla kopmayan bir bütünlük içindedir. Ağaçları kesmek, omanları yakmak, yerlere tükürmek, yerlere izmarit atmak, fabrika bacalarına filtre takmamak ve denizlere çöp atmak.
İnsanın doğayla olan ilişkisinden dolayı verdikleri ve aldıkları bulunmaktadır. İnsanlar teknolojinin gelişmesi ve insani arzuların yozlaşması sonucunda doğaya zarar veren hareketler içinde yer almaktadır. Çevre kirliliği olarak insanlığın önünde bir sorun oluşması bu nedenledir.
Çevre kirliliği denince akla kısa vadeli kirliliklerden daha çok, uzun vadeli ve feci sonuçları olan kirlilikler gelmelidir. Su, hava, ses, gürültü, ışık kirlilikleri, sanayi atıkları, şehirleşmenin getirdiği yoğunluklar dünyaya ve haliyle doğaya uzun vadeli zararlar vermektedir.
Bu zararların en belirginleri, atmosferin incelmesi, ozonun delinmesi, küresel ısınma, buzulların erimesi, iklimlerin değişmesi, su kaynaklarının azalması, depremlerin çoğalması, yangınların artması, ormanların azalması ve benzeri şekildedir.
Sanayileşme, fabrikalaşma, şehirleşme ve gelişen teknolojik imkanların olumsuz etkileri insanı ve çevresini yani doğal yaşamı doğrudan etkileyen olguların oluşmasına neden olmaktadır. Ayrıca açığa çıkan enerji ihtiyaçları için yapılan yanlış yatırımlar doğayı tahrip etmekte ve ekolojik dengeyi doğrudan vurmaktadır. Hayvan ve bitki nesillerinin tükenmesi, tarihi ve doğal eserlerin özelliğini kaybetmesi insan kaynaklı oluşan doğaya verilen zararların bir başka tarafıdır.