İnsan klonlama biyogüvenlik açısından tehlikeli, biyoetik açıdan yasaktır. Bunun nedenlerini şu şekilde açıklayabiliriz:
İnsan klonlama, günümüzde mümkün olan bir işlemdir. Ancak bu işlemin sakıncaları olduğu gibi, etik olmayan tarafları da vardır. Her şeyden önce biyogüvenlik açısından transgenik canlılar kontrol altına alınmalıdır. Bu canlılar, Biyogüvenlik Protokolü’ne göre risk açısından değerlendirilmeli ve güvenliği sağlamak için olumsuzluklara yol açabilecek nitelikler taşımamalıdırlar.
Biyogüvenlik: Biyogüvenlik kavramı, GDO’lu yani genetiği değiştirilmiş organizma içeren ürünlerin insan sağlığına zarar vermeyecek şekilde üretilmesi ve güven çerçevesi içinde üretilmesi için gerçekleştirilen her tülü faaliyete verilen isimdir.
Biyogüvenlik açısından insan klonlama işleminin önümüzdeki yıllarda hem çevremize hem de sağlımıza olan etkileri henüz tam olarak bilinmiyor. Bu nedenle Biyogüvenlik Protokolü’ne göre bu canlılar kontrol edilmelidir. Yani insan klonlarının yapılmaması için her türlü tedbir alınmalıdır.
Biyoetik: Bilimin insanın kontrol altına alamayacağı kadar hızlı gelişmesi bilim adamlarını endişelendirmiş ve onları bilimi ahlâka uygun olarak icra etmeye zorlamıştır. Bu da biyoetik kavramını ortaya çıkarmıştır.
Biyoetik kavramına göre biyoteknolojik gelişmeler ve gen teknolojileri etik olarak çevreye, insanların ve diğer canlıların yaşamlarına ve ayrıca insan onuruna zarar vermemelidir.
İnsan klonlama söz konusu olduğunda biyoetik kurallar konulmuştur. UNESCO başta olmak üzere pek çok örgüt, insan klonlamayı, insan onuruna aykırı olduğu gerekçesiyle yasaklamıştır. Bu amaçla İnsan genomu ve İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi hazırlanmış ve pek çok ülke tarafından imzalanmıştır.