İnsanlar inandıkları şeyler uğruna yaşarlar. İnanmak, bir hayat tarzının ortaya çıkması anlamına gelir. İnanmak bir fikre, hisse sahip olmak demektir. İnandığını ispatla demek, somut delillerle inandığın sistemi göster, ikna et ve inandır demektir.
İnanmak somut ve soyut alanlardan oluşur. Somut alanlardan soyut olan alanlara doğru gidilir. Soyutu ispatlamak için inanmak gerekir. Hayatı somut olarak yaşar, soyut olan ama varlığını somut olarak hissettiğimiz şeylere inanırız. Akla inanırız, ruha inanırız, meleklere inanırız. Allah’a inanırız. Bunu ispatlamak için de dünya hayatından, doğadan birtakım insanı aciz bırakan mucizeler buluruz. İnandığımızı ispatlarız.
İnanmak, her insanın doğasında olan bir husustur. İnsan birbirlerinden farklı olarak çeşitli bilgilere inanabilirler. İnanmak bir fikre, hisse sahip olmak demektir. İnandığını ispatla demek, inanılan hususları somut delillerle göster, ikna et ve inandır demektir. İnsanın inandığı konularda ispata başvurması inandığı konuların gerçekçiliğini ve inanırlılığını artırır. İnsanların da kendisi gibi inanmalarına yardımcı olur. İspat olmadıktan sonra inanılan şeyler yok olup gidebilir.