Ortak noktası olarak, bir düşünceye çok sağlam bir biçimde, içten, gönülden bağlı bulunma; onu güvenle doğru sayma, inanma durumudur.
Pozitivistler bilginin sınırlarını maddi olana, hakikati de deney ve gözlemle sınırladığı için materyalizme öncülük ettiği söylenebilir. Her ikisinin de ortak yönü metafizik ve dini dışlayan tutumlarıdır.