a) İftiranın yapıldığı konuya yakın olmamamız gerekir. Aksi takdirde itham edilebiliriz. Rivayete göre Hz. Ömer şöyle demiştir: “Kim şüphe çeken yerlerde bulunur da insanlar tarafından itham edilirse, kendinden başka kimseyi kınamaya hakkı yoktur.” (bk. Beyhaki, Şuabu’l-İman, 10/559; İbn Ebi’d-dünya, es-Samt, 1/311)
b) İftiraya iftira ile karşılık vermek; gıybete gıybetle mukabele etmek caiz değildir.
c) İftiranın geldiği çevreden uzak kalmak iyi bir karantinadır.
d) İftiranın yapıldığına dair söylentinin doğru olup olmadığı mutlaka araştırılmalıdır. Çünkü “İftira”nın da iftiraya uğraması mümkündür.
e) İnsanların zulmettiği yerde Kader adalet eder. Bu prensibi iyi düşünmek gerekir. Acaba Allah’a karşı nerede saygısızlık ettim ki, o da bu iftiracılara müsaade etti. Bunun için çokça tövbe ve istiğfar etmek, yanlışlarımızı görmeye çalışmak, Allah’a tam itaat ettikten sonra, O’nun himayesine girmek en akıllıca bir yoldur.
Rabbimiz cümlemizi insi ve cinni şeytanların şerlerinden korusun, Âmîn!