“Rabbim, beni bağışla!” (A’râf, 7/151.) duasını Hz. Musa, Hz. Peygamber (s.a.s.), Hz. Süleyman ve Hz. Nuh yapmıştır. Hz. İbrahim ve İsmail: “Tövbemizi kabul et.” (Bakara, 2/128.) Hz. Musa: “Sen noksanlıklardan münezzehsin, sana tövbe ettim.” diyerek Allah’a yalvarmıştır. Allah Teala, Hz. Âdem’den bahsederken: “Rabbi onun tövbesini kabul etti.” buyurmuştur. Birçok surede peygamberlerin istiğfarlarına, tövbelerine ve bağışlanmak için yalvardıklarına dair ayetler vardır.
Tövbe kelime olarak dönmek demektir. Istılahi anlam olarak insanın işlemiş olduğu günahtan ve hatadan vazgeçmesi, pişman olması ve onu bir daha yapmamaya azmetmesidir. Tövbe ile ilgili olarak birçok tanım yapılmıştır. Ancak bu tanımların ortak noktası hep aynı yerde durmaktadır: “Hatadan ve günahtan dönmek.”
Peygamberimiz Hz. Muhammed, çokça tövbe ederdi.
Her gün en az 100 defa tövbe ederdi.
Peygamberimiz tövbe konusunda şöyle söylemiştir ; "Ey insanlar! Allah'a karşı tövbe ediniz. Ben günde yüz sefer tövbe ederim." (Müslim)
Peygamberimiz tövbe ederken "Esteğfirullahi ve etübü ileyh" derdi.
Kendisi şöyle söylemiştir; “Ey insanlar! Rabbinize tevbe edin; canımı elinde tutan Allah’a yemin ederim ki, ben günde yetmiş kereden fazla "Esteğfirullahi ve etübü ileyh"," Allah’tan mağfiret dilerim ve O’na tevbe ederim derim.)”