Hz. İbrahîm (a.s.) ateşe atılırken, Allah’a sonsuz iman ve tevekkül içinde korkusuzca dua etmiştir. Hz. İbrahîm’in (a.s.) ateşe atılmasını, ateşin onu yakmamasını ve Hz. İbrahim’in (a.s.) duasını tevhid inancı çerçevesinde arkadaşlarınızla tartışınız.
Hz. İbrahîm (a.s.), bize Allah’ı (c.c.) nasıl bilmemiz gerektiği hususunda güzel bir örnek sergilemektedir: “Beni yaratan ve bana doğru yolu gösteren O’dur. Beni yediren, içiren O’dur. Hastalandığım zaman bana şifa veren O’dur. Benim canımı alacak, sonra beni diriltecek O’dur. Ve hesap günü hatalarımı bağışlayacağını umduğum O’dur.” (Şuara suresi, 78- 82. ayetler.) Allah’ı (c.c.) birlemenin bir diğer yönü günahları bağışlayıcı olarak sadece Allah’ı (c.c.) kabul etmektir. İnanan bir insan hata yapar ve bu hatasının farkına varırsa hiçbir aracıya gerek duymadan doğrudan Allah’a (c.c.) yönelir ve O’ndan bağışlanma diler.
Yüce Allah, ateşe atıldığı esnâda tevekkülün zirvesine ulaşıp sadece Kendisine güvenip dayanan Hz. İbrahim aleyhisselâmı yardımsız bırakmadı. Her şeyi yoktan vâreden, yaratmak da emretmek de elinde olan ve her şeye gücü yeten Allah (c.c.), ateşe emretti: “Ey ateş! İbrahim’e karşı serin ve esenlik ol”[Enbiya Sûresi 21/69] Böylece İbrahim aleyhisselâm sağ salim ateşten kurtuldu. Yüce Allah şöyle buyurdu: “Böylece ona bir tuzak kurmak istediler. Biz ise onları küçük düşürdük.”[SaffâtSûresi 37/98]