Hücre içerisinde yer alan tüm organeller, tıpkı vücudumuzun organları gibi ayrı sistemlerde ayrı görevlere sahiplerdir. Her nasıl vücudumuzda bulunan bir organ, fonksiyonlarını yerine düzgün bir şekilde getiremediği için hasta oluyorsak, hücrenin bir organelinin işlevini yerine getirememesi sonucunda da hücre hastalanır ve ölebilir. Hücrenin bu durumu dokuyu, doku organı, organ sistemi, sistem de organizmayı etkileyeceğinden canlı birey etkilenmiş olur.
Örneğin;
Mitokondri, oksijenli solunumun gerçekleştiği organeldir. Prokaryot canlılar ve memelilerin olgun alyuvar hücreleri dışında tüm oksijenli solunum yapan hücrelerde mitokondri bulunur. Çift katlı zardan oluşur. Bu zarların her biri, çift katlı lipit ve proteinden oluşur. Dış zar düz ve esnek, iç zar ise krista denilen kıvrımlardan oluşur. Krista üzerinde oksijenli solunumun elektron taşıma sistemi (ETS) elemanları bulunur ve bunlar yüzey alanını genişleterek bol ATP üretir.
Mitokondri hücreden çıkarılırsa veya zarar görürse enerji üretimi duracağından hücre ölür.
Plastitler bitkinin besin ve oksijen üretmesini sağlayan organeldir. İşlevini yapmazsa bitkiler oksijen ve besin üretemez ve böylelikle bitkinin kendisi, ve ürettiklerinden faydalanan ekosistem zincirindeki tüm canlılar bundan etkilenir. Yaşam biter.
Ribozom, tüm prokaryot ve ökaryot hücrelerde bulunan, protein sentezinden sorumlu olan zarsız organeldir. Protein ise vücudun temel taşıdır. Tüm kas hücreleri ve sağlamlılık bu proteinler sayesinde kurulur. Ribozomun fonksiyonunu yerine getirememesi demek hatalı protein üretimleri anlamına gelir. Bu da bireyin yaşayamaması anlamına gelir.