Mart ayı içinde Tamer Dövücü ve Jeffrey Zeig’dan altı tam gün boyunca bir eğitim aldım. Eğitim geçtiğimiz Pazar günü noktalandı.
Eğitimin ilk gününde tahtaya büyük bir artı çizen Tamer hoca, sağ üst köşeye başarı, sol üste anksiyete-kaygı-stres, sol alta depresyon-ümitsizlik ve sağ alta ise Huzur-Dinginlik yazdı. “İnsan hayatta bu kareler arasında gezer” dedi. Eğitim hep bu artı üzerinden devam etti ve merkezde hep “denge” vardı. Bazı insanlar bir karede saplanıp ilerledikçe, hayatın dengesi dağılıyordu. İnsanın bir ayağının başarıda, diğer ayağının ise huzurda olması gerekiyordu. Ancak “Sistem güçlüden yana çalışır” prensibi nedeniyle bir karede ilerleyen kişi, müdahale edilmezde o karede takılıp kalıyordu. Zeig ise, eğitimin son üç gününde hayatı bir sanat gibi yaşamaktan bahsetti. Koşturmaca ile geçen hayat yerine bir sanat eseri inşa eder gibi geçen bir hayatın kapılarını araladı.
İşte bendeki değişimin ilk sinyalleri bu eğitimde başladı. Dışadönük başarı karesinde hayat her geçen gün karşıma yeni fırsatlar çıkarıyordu. Başarı karesinde hızla yukarılara doğru tırmanırken, içe dönemediğimi, huzurdan uzaklaştığımı fark ettim eğitimde. Yani dengem kaymıştı. Eğer bu gidişe dur diyemezsem, dış dünyada başarılı ama iç dünyada huzuru eksik bir insan ortaya çıkabilirdi.
Düşünsel anlamdaki bu fikir sancısı eğitim süresince zihnimi kemirdi. Gel-gitler yaşadım. İçe dönmek istiyordum ama bunu nasıl yapacağım konusunda pek fikir sahibi değildim. Haber 7 başta olmak üzere, iki internet sitesinde, iki süreli yayında ve ayda en az iki defa da farklı dergilere yazı yazıyordum. Danışmanlıklar, eğitimler, bireysel görüşmeler, e-postaya gelen onlarca sorular, aktif olarak içinde bulunduğum üç dernek… Buralardan elimi-ayağımı nasıl geri çekecektim ki? İşte bu noktada bir tetikleyici gerekiyordu ki, bu yazıyı yazma fikri benim için tetikleyici oldu. Bu yazı ile birlikte yazdığım haber siteleri, aile-çocuk siteleri, iki basılı dergi ile yollarımı ayırmış olacağım. Dışadönük alanda herhangi bir yerde uzun süre yazmamayı planlıyorum. Artık yönümü huzur karesine çeviriyorum.
Dışadönük olmanın artıları çoktu benim için ama maliyeti de çoktu. Dış dünyadaki yüzeyim arttıkça iç dünyadaki derinliğim azalmıştı. Eğitime beraber katıldığım dostum psikolog Ramazan Uslu da “Artık demlenmenin zamanı geldi” deyince işte ortaya bu yazı çıktı. Şimdi kitap çalışmalarına, akademik kariyere odaklanacağım. Okuyucularımdan uzak olduğum süre zarfında bol bol okuyacağım. Zamanı geldiğinde ve demlenme bittiğinde yeniden huzurunuzda olacağım. Yeni bir kitap çalışmasına başladım bile. Kısacası bugünden itibaren okurlarla buluşma platformum kitaplarım olacak. Düşüncelerimi ise kısaca sosyal medyada ve internet sitemde paylaşırım diye ümit ediyorum.
Yazın alanında yaptığım bu daralmayı, önümüzdeki günlerde STK ve iş alanındaki daralma takip edecek. Bu vesile ile eşim kocasını, çocuklarım ise babasını daha çok görmüş olacak. Bense çocuklarımın büyümesine daha fazla tanıklık edeceğim. Kısacası bir süreliğine Çınar ağacı gibi geniş alana yayılarak olarak değil selvi gibi uzayarak devam edeceğim.
* * *
Haber 7 yolculuğum ilk 3 kitabımın yayınevi sahibi olan Hasan Feyzi Giray’ın beni Ünal Tanık Bey ile tanıştırması ile başladı. Ünal Bey yazılarıma iltifat edince 29 Kasım 2010 tarihinde Haber 7 yazarlığı başladı. Bu sitede yüzün üzerinde makalem yayınlandı. Bu süreçte Yaşar İliksiz her zaman bana abilik yaptı. İbrahim Bey ile yüz yüze tanışma fırsatımız olmadı ama uzaktan uzağa tanıdık dostlar vasıtası ile halleştik. Bu yolculukta Ersin Çelik, Osman Ateşli, İhsan Aydın Bey ile güzel dostluğumuz oldu. Her ayın yedisinde düzenlenen Haber 7 yazarlar buluşması ufkumu açtı. Haber 7 yolculuğunda yanımda olan tüm bu kadroya teşekkür borçluyum.
Haber 7 okurları bana iki önemli şey öğretti: İlki eleştirileri hazmetme gücü. Özenerek yazdığım bir makalenin altına yazılan iğneleyici yorumlar, bana eleştiriyi hazmetmeyi öğretti. İkincisi ise, okur yorumlarından elde ettiğim bakış açıları bana zenginlik kattı.
Yüzeyi daraltıp, derinleşmeyi hedeflediğim; yönümü başarıdan huzura doğru çevirdiğim şu günlerde, üzerimde hakkı geçmiş, bana soru ve yorum yöneltip cevap alamamış okurlarımdan helallik diliyorum. Yeni yayınlanacak kitaplarımda görüşmek üzere hoşça kalın efendim, Allah’a emanet olun.
Siz de çok iyi biliyorsunuz ki, her son aslında yeni bir başlangıçtır.