Hayvanlar da bizler gibi dünyada yaşayan canlılardır. Onlara en az insanlar kadar değer vermeli, yaşamlarına saygı duymalı, zarar vermemeli ve onları korumalıyız. İnancımız da örf ve adetlerimiz de bu şekildedir. " Onlar benim dilsiz kullarımdır." ayetini düşünerek hareket etmemiz gerekir.
Hayvan sevgisinin insanın karakterini yansıtan belirteçlerden biri olduğunu düşünüyorum. Kişi her ne kadar merhametli, sevgi dolu olduğunu söylese de kendisini şikayet edemeyecek canlılara karşı davranışı iç dünyasındaki gerçek kişiliğini ortaya çıkartır. Türkler tarihten beri hayvanlarla iç içe yaşamış, onlara karşı sevgi dolu olmuşlardır. Öyle ki Avrupalı gezginlerin seyahatnamelerinde hayvan bakımı ve korunumu için Türklerin vakıf ve tedavi merkezleri kurup kanunlar çıkarttıkları yazar. Kuran ahlakının canlı örneği Hz. Muhammed (s.a.v.) hayvanları çok sever, onları korurdu ve bunları öğütlerdi.
Evcil hayvanı olan çocuklar, olmayanlara oranla daha fazla kendi benliğine saygı göstermektedir. Evde evcil hayvanın bakımı ile ilgili görev paylaşımlarına çocuğun katılması, bu katılımın kabul edilmesi ve ödüllendirilmesi önemlidir. Çocuklara hayvan bakımı konusunda yaşına uygun görevler yüklenmesi ve bu görevleri çocuğun başarı ile tamamlamasına izin verilmesi, çocuğun kendini daha yetkin hissetmesine yardımcı olarak, onların özsaygı ve özgüven gelişimine katkı sağlamaktadır.