İnsanlar vatandaşlık sorumluluklarında bazı sorunlar yaşayabilirler. Vatanlarından ayrı düşebilir, toprakları işgal yiyebilir, devletleri güçsüz kalabilir. Vatandaşların bu gibi durumlarda çaresiz kalması ve ülkelerinde, devletlerinde, vatanlarından kopması söz konusu olabilir. Savaşlar, doğal afetler, salgın hastalıklar devletlerin ve milletlerin maruz kaldığı felaketler olabilir.
Bu gibi durumlarda insanların yaşama hakkına sahip olması sebebiyle diğer devletler yardımcı olurlar. Bir kişinin siyasi sığınma hakkı talep etmesi, talep ettiği devletten mülteci hakkını alması demektir. Mülteci, siyasi sığınma hakkına sahip kişilere denir. Bir kişinin vatanından uzaklaştırılması sonucunda vatansız kalması da hukuki olarak haymatlos şeklinde yaşama hakkını bulundurmasından ileri gelmektedir. Mülteci ve haymatlos hukuki ve insani diplomasiye ait kavramlardır.
Haymatlos, vatanı olmayan kimseleri nitelemek için kullanılan bir sözcüktür. Sıfat olarak da isim olarak da kullanılabilir. Bir insan herhangi bir sebepten uyruğunu kaybetmişse ya da hiçbir devletin bir mensup vatandaşı değilse ona haymatlos denir. Vatansızlık sözcüğü ile eş anlamlı olarak kullanılan haymatlos, heimatlos sözcüğünden dilimize geçmiştir. Heimatlos yazım şekli uluslararası bir kullanımdır.
Mülteci sözcüğüne bakacak olursak, sığınık ve sığınmacı sözcükleri ile eş anlamlı olduğunu görürüz. Mülteci biri, kendi ülkesinden belirli nedenlerle çıkmış (bu belirli nedenler ideolojik, siyasi, herhangi bir örgüt üyeliği olabilmektedir) ve başka ülkede yaşamaya sığınmış kişidir.
Ülkemize Suriye'deki savaştan kaçıp gelen insanlar birer mülteci, sığınık ya da sığınmacı olarak adlandırılırlar.