Hayat sonlara olduğu kadar başlangıçlara da gebedir. Kışın ardından gelen ilkbahar ve gecenin ardından gelen aydınlık bu döngüyü anlatır aslında. Yeni başlangıçlar insanda tedirginlikler ve şüpheler meydana getirdiği kadar umut, arzu, heyecan ve mutlulukları da barındırır. Her yeni başlangıç çift taraflı bir yoğunlaşma ve enerji patlamasıdır. Hem yeni bir sayfa daha açmak, hem de hayata yeniden selam verip tazelenmektir. Filistinli yazar Edward Said’in dediği gibi "Başlangıç yalnızca bir eylem türü değil, aynı zamanda bir ruh hali, bir çalışma şekli, bir tavır, bir bilinçtir.’’
Zor olanla, kolaylıkların harmanıdır hayata yeniden başlamak. Hüzünlü bir heyecandır. "Bugün, geriye kalan hayatımın ilk günü" düşüncesini benimseyerek karamsarlıktan sıyrılıp pozitif enerjiyle dolma isteği duyan insanının şahlanışıdır . Enkazı eşeleyip arta kalan işe yarar malzemeden bir şeyler yapabilme çabasıdır. Genellikle kırılan, çöken, incinen, çifte kavrulmuş, dağılmış, çözülmüş, dumura uğramış.. v.s ne kadar olumsuz eylem varsa çoğu başına gelmiş bünyelerin küllerinden yeniden doğma çabasıdır. Devrilenlerin kendilerini yeniden eskisi gibi ifade edebilme isteklerinin toplam ürünüdür. Öyle ki, yeniden başlangıçlar için herkesin bir sona ihtiyacı vardır.
Yeniden başlamak, merdiven tırmanmaya benzer. Bir avuç şafak vakti rüyası, göz kararınca azim ve bünyeye uygun bir cesaret ile yola çıkılır. Birkaç basamak çıktıktan sonra içinizde bir adım geriye gitme arzusu doğabilir hatta gidebilirsiniz de. Yılmamak ve üzülmemek gerekir çünkü ilk başladığınız yere göre daha üst basamaktasınızdır.
Yeni başlangıçlar için hiçbir yaş geç değildir. Bu düşünce hayata pozitif bakabilmenin altın bir kuralıdır. Bu yüzden Nasreddin Hoca gibi diri bir umut ile "ya tutarsa" diyerek her yeni güne yeniden maya çalınmalıdır. Her şeyi kaybedilse de "Çay koy Keçeli yeniden başlayacağız" diyecek kadar ümitvar olunmalıdır. Yeter ki inanç, azim ve sabır heybelerden eksik olmasın.
Gayretsiz ve umutsuz ruh hali ise mutsuzluğa ve başarısızlığa açılan bir kapıdır. Bu nedenle yeni başlangıçlar için olağanüstü mucizeleri beklemek yerine an’ın nabzını yoklayarak hemen şimdiden değişime başlamak gerekir. Bu konuda uzun süreli bekleyiş ve erteleyişlerden sakınmak gerekir. Hayatın ziyan edilen zamanının büyük kısmının bekleme ve erteleme ile geçen zaman olduğu akıldan çıkarılmamalıdır. Üstelik değişim için şartların en uygun hale gelmesini beklemek ömürden çalmaktır. Bu hal karşıya geçmek için nehrin kurumasını beklemek gibidir. Yeniden başlamak için mutlu an beklenmemeli ama mutlu olmak için yeniden başlanmalıdır.
Hayata yeniden başlamak mümkün olmasa da hayata yeni baştan bakmak mümkündür. Bu yüzden öncelikle; hayatın direksiyonunda bakış açılarının hükümdar olduğunu bilmek gerekiyor. Ardından da eğer bakış açımızı değiştirebilirsek, hayatımızdaki güzelliklerin daha çok farkına varacağımızı ve daha fazla güzelliklerin oluşacağını öğrenmek geliyor.
Hayata yeni baştan bakmak için edilgin bir şekilde bir şeylerin değişmesini beklemek ya da geçici bir heves gibi istemek yeterli değildir. Etkin olmayı, istemeyi, isteğinin takipçisi olmayı, azimli ve sabırlı olmayı gerektirir. Diğer yandan, böyle durumlarda her zaman cesur bir şekilde hayatını tamamen değiştirecek kararlar alınması gerektiği düşünülür. Oysa bazen var olanı yeni bir bakış açısıyla sindirerek kabullenmek de bir çözümdür. Kabullenme, edilgin bir razı oluş değildir. Olup bitenleri doğru değerlendirmeyi, üzerine düşen sorumluluğu ne eksik ne fazla görebilmeyi ve sorumluluğu bütünüyle başkalarına ya da kendisine yüklememeyi gerektirir. Sorumluluğu sürekli başkalarında aramak, yaşananların gerçekçi biçimde değerlendirilmesini engeller ve çoğu zaman insanın kendisini kandırmasından başka sonuç yaratmaz. Kuşkusuz, asıl çözüm, kişinin yaşadığı sorunların nedenlerini saptayarak, değiştirilebilir olanları değiştirmesidir. (1)
"Tarih tekerrürden ibaret’’ demiş büyükleri. İşte tam da bu sebepten " hayata yeniden başlamak" eyleminden önce oturup kişisel tarih iyi bir değerlendirmek gerekir. Tarık Tufan Kraliçenin Pireleri adlı kitabında şöyle der; "Bir sabah uyandığınızda kentte sığınacak hiçbir taş yapı kalmaz ortalıkta. Sizi gizleyecek hiçbir bina... Günahlarınızı örtecek hiçbir ev... Yaşamak adına hiçbir güneş doğmaz olur. Kendi ölümüne dahi geç kalmış zavallı bir ruhun acısı düşer payına. Şimdi her şey yeniden başlayacak baylar! Yarın sabah olduğunda hayat adına dirençli bir sözcük söyleyeceğiz. Yeniden! Yeniden! Yeniden! Ve Allah yeniden başlayanların yardımcısıdır…’’
Haydi şimdi geriden kalanlar için bin estağfirullah ve yeniden başlamak için de bir bismillah
1) http://www.gencgelisim.com / Prof. Dr. Erol Özmen