Hasedin ortaya çıkmasına birçok sebepler vardır. Bunların başlıcaları şunlardır:
- Düşmanlık. Bir kişinin üstünlük taslaması karşısında diğer bir kişinin ağırına gitmesi.
- Doğrudan doğruya kendisinin kibirlenmesinden, karşısındaki insanı küçük görüp onu kendine hizmet etmesi ve bütün arzularında kendi emrinde olması isteğinden kaynaklanan haset.
- Şaşkınlık ve hayranlık. Kur’ân, geçmiş ümmetlerden bahsederken, onların kendileri gibi bir insanın risalet, vahiy ve Allah’a yakınlık gibi bir mevkiye ulaşmasına şaştıklarını ve bunun sonucu olarak haset ettiklerini anlatır. (bk. Yâsin suresi, 15; (Mü’minun suresi, 34, 47.)
- Makam ve mevki sevgisi, önderlik isteği.
- Kötü huyluluk ve Allah’ın (c.c.) kullarına verdiği nimetlere karşı cimrilik.
Haset, kişiyi hem Allah Teâlâ katında hem de insanlar nezdinde alçaltacak düşünce ve davranışlara yöneltir. Onun hayırlı amelini, hayır ve hasenatını yok eder. Haset olan insan, kimsenin ilerlemesine, yükselmesine ve kendisinden daha üstün olmasına tahammül edemez. Böylelerine karşı kin ve nefret besler ve sürekli mutsuz olur.
Haset hastalığının ilim ve amelle tedavi edilebileceği belirtilir. İlim sayesinde kişi bu duygunun mahiyeti, sebepleri ve zararları hakkında bilgi edinir; amelle de haset duygusuna yol açan sebeplerin aksi istikametindeki davranışlara kendini zorlayarak kıskançlık eğilimlerini ortadan kaldırır veya hafifletir ya da bu eğilimlerin baskısından kurtulma imkânına kavuşur.
İmam Gazali hasedi başlıca dört dereceye ayırarak inceler:
- Haset ettiğin kimsenin elindeki nimetin yok olmasını istemektir. Bu nimet ister kendi eline geçsin, ister geçmesin, yeter ki haset ettiği kişide bulunmasın. Hasedin en kötü olanı budur.
- Haset ettiği insanın elindeki nimetin, kendi eline geçmesini istemektir. Bunun isteği o nimetin kendi eline geçmesi, amacı o nimete kendisinin sahip olmasıdır.
- Başka birisindeki nimetin aynısının veya benzerinin kendisinde de olmasını istemesidir. Eğer kendi eline geçmeyecekse onun elinde de olmamasını arzu etmesidir.
- Başka birisinde bulunan nimetin benzerinin kendi elinde de olmasını istemesi fakat haset ettiği kişideki nimetin yok olmamasını istemesidir. İşte hasedin bu son derecesi eğer sırf dünyalık nimetler ise affedilmiştir. Eğer din hususunda ise tavsiye edilmiştir çünkü bu, hayırda yarışma emrinin kapsamına girmektedir.