Hak, sözlükte “gerçek, sabit ve doğru olmak, gerekmek; bir şeyi gerçekleştirmek; bir şeye yakinen muttalî olmak” anlamlarında masdar ve “gerçek, sâbit, doğru, varlığı kesin olan şey” anlamlarında isimdir. Hak kelimesi genellikle bâtılın zıddı olarak gösterilir.
Terim olarak hak “gerçeğe mutâbık olan hüküm” anlamına gelir. Bu hükmü taşıyan söz, inanç, din ve görüşler için de kullanılır. Bâtılın zıddıdır.
Kur’ân-ı Kerim’de 247 yerde geçer.
Hak kelimesi Kur’ân’daki anlamlarıyla hadislerde de genişçe yer almıştır. Peygamberimizin uzunca bir duâsında; “Allah’ım! Sen haksın, senin va’din haktır, sana kavuşmak haktır, senin sözün haktır, cennet haktır, cehennem haktır” buyurur. (Buhârî, Teheccüd, 1)
Hz. Âişe “Peygamber’e hak geldi” ifadesinde “hak” kelimesini vahiy anlamında kullanır.
Hz. Ömer’in Rasûlullah’a yönelttiği, “Biz hak üzerinde, düşmanlarımız bâtıl üzerinde değil midir?” sorusunda “Hak” kelimesi İslam dini, bâtıl ise putperestliği ve umûmî inkarcılığı ifâde eder.
Hak kelimesinin anlamları
- Adalet
- Kur’an-ı Kerim
- İslam
- Davranışların yerinde olması
- Bir iş ve emeğin maddi veya manevi karşılığı
- Doğru inanç ve bilgi
- Dinin veya hukuk düzeninin tanıdığı yetki
- Gerçek, doğru, gerçeğe uygun