Hadis-i Şerif; Hz.Muhammed (s.a.v) 'in sözlü olarak ifade ettiği tüm şeylere denilir. Herhangi bir kitapta okuduğumuz güzel bir sözün "Hadis-i Şerif" yazması demek, Hz. Muhammed'in söylemiş olduğu söz anlamına gelmektedir.
Hadis kelime anlamı itibari ile İslamiyet’in kabulü ile birlikte aslında farklı bir mana kazandı. Kur'an mukabilinde Peygamberin sözlerinin sahabeler aracılığı ile aktarılması olarak kabul görmektedir. Peygamberimizin sözlerinin yanı sıra fiil ve davranışlarının sahabeler aracılığı ile aktarılması olarak mana kazanan hadisler, sened ve metinlerden oluşur.
İslam alimleri, dini konu ile ilgili hadislerin daha çok Yüce Yaratıcı tarafından Hz. Muhammed'e aktarılmış olduğunu yani vahyedildiğini kabul etmektedirler. Bunu açıklarken de Kur'an ayetlerini delik olarak gösterirler. (bkz. en-Necm, 54/3-4) Bu ayetlerde Hz. Peygamber'in sözünün kendi sözü olmadığı, onların vahiy olduğu açıkça ifade edilmiştir.
Hz. Muhammed'din hadisi olarak ifade edilen ama daha çok Hz. Peygamber'in yalnızca bir insan olma özelliğinden kaynaklanan yani dini özelliği bulunmayan ve gündelik hayatı ile ilgili sözlerinin hadislerin dışında kaldığını belirtmek gerekir. Müslim, Fedail, 139-140-141 ayetlerinde de Hz. Peygamber'in insan olma sıfatı ile hataya düşebileceği de açıkça belirtilmektedir.
Peygamber efendimizin söz ve davranışlarını öğrenmemizde hadis kaynaklarımızın rolü nedir sorusunun cevabı ise şu şekildedir;
Peygamber efendimiz bazı şeyleri kendi sözleri ile açıklamıştır. İnsanlara çeşitli nasihatlerde bulunmuştur. Şuanda peygamberimiz yaşamadığı için biz kendisinin davranışlarını en iyi Kur'an ve hadisler yardımıyla öğrenmekteyiz. Bu anlamda Peygamber efendimizin söz ve davranışlarını öğrenmemizde hadis kaynaklarımızın rolü oldukça fazla önem arz etmektedir.