Hac; kelime anlamı olarak bir şeye yönelmek, bir bölgeyi ziyaret etmek, bir şeyi amaç edinmek gibi anlamlara gelmektedir. Dinî bir terim olarak imkânı var olan Müslümanların yılın belirli günlerinde ibadet niyetiyle ihrama girip vakfe yapıp ve Kabe’yi tavaf etmelerini gerektirir.
Haccın Önemi
Hac, Allah’ın (c.c.) rızasını kazanma, vermiş olduğu sağlık, zenginlik nimetlerinden dolayı şükretmek ve Allah’a (c.c.) yakınlaşmak için yapılan bir ibadettir. Hac ibadeti dünyanın çeşitli bölgelerinde yaşayan, dilleri ve ırkları farklı olan Müslümanları aynı amaç doğrultusunda bir araya getirir. Kişilerin takva dışında bir üstünlükleri olmadığı şuurunu hissettirir. Hacca giden tüm Müslümanlar, ekonomik ve sosyal statülerinden sıyrılırlar. Allah’ın (c.c.) huzurunda mal, mülk, makam, mevki gibi farklılıkların önemsiz olduğunu ve bütün Müslümanların eşit olduğunu görürler.
Hacı adayları giymiş oldukları beyaz kıyafetlerle ölümü hatırlar ve ölmeden önce tövbe etme fırsatını yakalarlar. Bu güzel ibadet sayesinde hacılar diğer insanlara karşı saygılı olur, kırıcı davranışlar sergilemezler, canlılara zarar vermemeye imtina ederler. Hac ibadetini yapmaya giden bir Müslüman, ibadetini gerçekleştirirken kendisi, sevdikleri, ailesi ve tanıdık, tanımadık tüm İslam âlemi için dua ederler. Yüce Allah’ın verdiği onca sayısız nimetler için şükrederler. Rabbi ile baş başa olur ve hesaba çekilmeden önce kendi kendini hesaba çeker.
Kişi içindeki kötü duygu ve düşüncelerden sıyrılıp ahlakını güzelleştirmek için bir fırsat bulur. Böylelikle Yüce Allah da o kimseyi günah ve hatalarından arındırır. Hz. Muhammed (s.a.v) bu konuyla alakalı olarak, “Kim Allah için hacceder ve Allah’a karşı gelmekten kendisini sakınırsa annesinden doğduğu ilk günkü gibi günahlarından da arınmış bir biçimde haccını tamamlar.” Diye buyurmuştur.
Haccın Faydaları
Hac, kişilerin kültürünü ve bilgisini artırır. Birçok kesimden hac ibadetini yerine getirmek için gelen Müslümanlar, birbirlerinin kültürlerini tanıma fırsatı yakalar ve birbirleri hakkında bilgi edinme imkanına sahip olurlar. Diğer Müslüman kardeşiyle bir araya gelip tanışır; sevinçlerine ortak olur ve dertleriyle kendi dertleriymiş gibi dertlenir. Onlarla birlikte omuz omuza vererek ibadet eder. Hz. Muhammed’in (s.a.v.) doğduğu, yaşadığı yerleri görür ve kutsal yerlerde bulunmanın heyecanını yaşarlar.