Gerçekler Acıtırsa…

Sema MARAŞLI

Yedi yıldan beri yoğun bir şekilde kadınlarla birlikte çalışıyorum. Ortalama haftada üç seminer (ilk yıllar haftada beş seminer oluyordu, seminerleri gittikçe azaltıyorum.) Seminer sonrası çoğu zaman özel sorularını dinlemek için hanımlara zaman ayırır dinler, soru sorar o kısacık vakitte bir kaç cümleyle de olsa yardımcı olmaya çalışırım. Hanımların “Bunu ilk defa sizinle paylaşıyorum” dedikleri pek çok özel, mahrem sırlarını da dinlerim.

Ve evlilik okulları. Evlilik okullarını haftada bir gün beş hafta olarak yapıyorum. Ortalama kırk kişilik bir grupla bu güne kadar beş yüzü geçen hanımla çalışmışız. Beş hafta aynı grupla çalışmak onlardaki değişimi gözlemlemek ve eşlerindeki değişimleri hanımlarından dinlemek yaptığım işin ne kadar doğru ya da yanlış olduğunu öğrenme imkanıdır. Ve öğrencilerimden gelen geri dönüşümler bana doğru yolda olduğumu gösteriyor. Hep dualarla, eşlerinden getirdikleri selam ve teşekkürle, yüzlerinde mutlulukla ayrılırlar evlilik okulundan.

Ve okuyuculardan gelen yüzlerce e-posta. Sıkıntılarını kim olduklarını gizleyebildikleri için rahat rahat anlatıp paylaştıkları mesajlar. Kimseye soramadıkları anlatamadıkları dertleri ya da kendi çözüm bulamadığı bazen de çözüm bulmak için hiç çabalamadıkları dertleri…Hepsine cevap vermeye zaman bulamasam da hepsini tek tek okurum.

Ve evlilik üzerine yazdığım yedi kitap. Kitaplarla ilgili o kadar çok teşekkür aldım ki… Boşanmaktan vazgeçenler, eski eşine dönmeye karar verenler, evlilik hayatımızda yeni sayfa açtık diyenler…

Ve evlilik üzerine okuduğum onlarca kitap. Kur’an kursu öğretmenliği, üniversite eğitimi ve özel çabalarım…

Bunları niye yazıyorum? Yazılarımı kendi hayatımdan ya da etrafımdaki üç beş kişinin hayatına bakıp yazdığımı zanneden okuyucular için son kez bir açıklama babından. Aynı zamanda “Niye kadınları eleştiriyorsunuz?” diyenlere bu yazının linkini vereceğim. Tek tek açıklama yapacak zamanım yok.

Ne kadından ne erkekten yanayım. Rabbimin ayetleri ve Resulunun gösterdiği yolu takip ediyorum. Yazılarımda çok büyük bir emek, bilgi ve tecrübe var. Faydalanmak isteyen gönlünü açan faydalanır. Ön yargı ile bakan, hayatı kendi ya da yakınlarından bir kaç kişinin yaşadıkları üzerinden yanlış değerlendirip gönlünü kapatanlar için yapacak bir şey yok.

Gerçekler bazen işimize gelmez çünkü canımızı acıtabilir. Gerçeklerden kaçmak, doğruları gösterenlere kızmak, saldırmak hiçbir gerçeği değiştirmez.  Ben de insanım elbette yanıldığım, hata ettiğim ya da işin görmediğim kısımları olabilir. Zaten site ve yorumlar bunun için var. Fakat geri dönüşümünü aldığım yaptığım bunca güzel işten sonra yaptıklarımın ya da yazdıklarımın çoğunun hata olduğuna beni ikna etmek için uğraşanlar boş yere uğraşıyor onu söyleyeyim.

Aile saadeti için kadınların ve erkeklerin yapmaları gerekenleri yazıyorum. Bunu yazarken de kadınların ve erkeklerin hatalarını yazıyorum. Evet kadınların hatalarını daha çok yazıyorum çünkü:

Son yüzyılda kadınlar üzerinde çok fazla oyunlar oynandı. Kadınlarda müthiş bir erkekleşme ve fıtrattan uzaklaşma var. Bu da kadın erkek ilişkisindeki bütün dengeyi bozuyor. Kadınların acilen yaratılışlarına, özlerine dönmeleri gerekiyor. Kadınların erkeksi davranışlardan kurtulup yeniden kadın olmayı öğrenmeleri lazım. Bunu öncelikle saliha bir mümine hanım ve iyi bir eş olmak için yapmaları gerek.

Ayrıca kadınlar beyin yapısı olarak iletişimle donanımlı yaratıldıkları için iletişim konusunda evlilikleri için erkeklerden daha çok yapabilecekleri şeyler var. Ve bu yapacakları onlar için asla ağırlık değil tam aksi fıtratlarına dönüş olacak ve sonuçtan memnun kalacaklardır. Yeter ki nefislerini aradan çıkarıp gönül gözü ile baksınlar.

Herkes kadınların haklarını anlatıyor fakat vazifelerini anlatmıyor. Çoğu kadın; kadın olmanın ev işi ve yemek yapmak olduğunu zannediyor ve kocasının bunlarla mutlu olmasını ve onun kıymetini bilmesini bekliyor. Oysa kadının ilk ve esas vazifesi kadın olmaktır. Günümüzde medya kışkırtması, feminizm ve toplum olarak kızların erkek gibi yetiştirilmesi kadın olma yolunda en büyük engel. Kadınların ne kadar kadın olduğunu bilmesi, hatalarını görmesi lazım. Bunu da pek kimse yapmadığı için ihale üstüme kaldı.

Hatalarının yazılmasından hoşlanmayan alınganlık gösteren hanımlar oluyor. Bunun yanında dua eden ve teşekkür eden hanımlar da çok.

Kadınların bir kısmı hatalarını duymayı sevmiyorlar hele de bir kadından. Erkek yazsa zaten hiç kabul etmeyecekler. Oysa kişi hatasını görmeden asla problemlerini çözemez. Allah indinde tevbenin de şartı hatanı, günahını görmek ve pişman olmaktır.

Kadınlar iyi niyetli, evliliklerinde mutlu olmak istiyorlar fakat çoğu zaman yanlış davranıyorlar. Kadınlar evlilikleri değerlendirirken kendi yaptıkları hataları görmedikleri için erkeği suçluyorlar. Erkekten romantiklik ve mükemmellik beklerken “Benim bu evliliğe katkım ne?” diye sormuyorlar kendilerine. Ben eşime bir kadın gibi mi davranıyorum yoksa arkadaş gibi mi? O bana baktığında bir kadın mı görüyor yoksa askerlik arkadaşını mı?

Kadınlar yakınlarının evliliğini değerlendirirken de erkeği dinlemeden sadece kadınların anlatımı üzerine kadınların ezildiğine karar veriyor. Oysa o işin görünen kısmı. Esas problem buzdağının görünmeyen kısmında.

Neden çoğunluk kadınların ezildiğinden yana? Çünkü kadınlarda müthiş bir iletişim yeteneği var ve dert anlatmayı seviyorlar ve anlatırken kendilerini haklı çıkaracak şekilde anlatıyorlar. Erkeklerin iletişim yetenekleri kadınlar kadar kuvvetli değil. Ayrıca erkekler güç odaklı yaratıldığı için dert anlatıp zayıf görünmek istemiyorlar. Ayrıca kavgaların çoğu küçük şeylerden çıkar ve erkekler kavganın sebebini bile anlamakta güçlük çekerler, bunu başkasına anlatmaya da utanırlar. Böyle olunca erkekler konuşmayınca haksız, kadınlar konuşunca haklı konumda kalıyorlar.

Kadınların çoğu evlilik problemlerine karşı erkeklerin duygusuz ya da umursamaz olduğunu düşünür oysa erkekler her şeyin farkındadırlar fakat kadın dili ile baş edemeyecekleri ve dolayısıyla kaybeden konumda kalacaklarını bildikleri için kavgadan kaçınırlar.

Bu yüzden ben yazılarımla kadın erkek arasında bir köprü olmaya ve birbirlerini anlamalarına katkıda bulunmaya çalışıyorum.

Tabii sadece kadınların hatalarını ve vazifelerini yazmıyorum erkeklerin hatalarını ve vazifelerini de yazıyorum çünkü hızla değişen dünyada erkekler de kadınlara nasıl davranacağını bilmeyebiliyor. Sadece söylediğim sebeplerden dolayı kadınları daha fazla yazıyorum.

Ben aslında ne kadınları ne erkekleri suçluyorum. Toplumsal bir yanlışın içindeyiz ve bir an önce toparlanmak zorundayız. Bunun içinde kadınların da erkeklerin de hatalarını düzeltebilmek için görmek zorundayız. Hatayı gösterene kızmak, başını kuma gömmek gelen tehlikeye karşı kimseyi korumaz.

Not: “Tehlikeli Yol” yazımdan beri yazmaya fırsat bulamadığım küçük bir açıklama da ekleyeyim yazının sonuna. Bir kaç okuyucu “hadis konusunda yazacak kadar bilgi sahibi olup olmadığımı” sorgulamışlardı. Kendimi bu konuda yazacak kadar bilgi sahibi olarak görüyorum.

Çok iyi bir dini eğitimim vardır. Kur’an Kursu öğretmenliği yaparken Mısır’da eğitim almış bir alimden iki yıl boyunca Arapça, fıkıh ve dini ilimlerde bir kaç arkadaşla birlikte özel dersler aldım. Ayrıca sekiz yıl Kur’an Öğretmenliği yaparken bir okuma âşığı olarak İslam tarihi, tefsir, hadis neredeyse bütün önemli kaynakları okudum. Bu dönemde sekiz yıl vaaz verdim ve yaptığım her işi en iyi şekilde yapmak istediğim için hazırlandığım her konu için onlarca kaynak araştırmıştım.

Hadis usulleri ile de bir dönem özel araştırma yapmıştım. Ayrıca konuyu yazmadan önce tekrar araştırdım ve bir kaç gün okudum. Âyet-i Kerîmeler ve Allah resulünün kıymetli sözleri hem bir mümin olarak hem de evliliği âyet ve hadislerle anlatan biri olarak beni fazlasıyla ilgilendiriyor. Her mümini de ilgilendirmeli diye düşünüyorum.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan, isimsiz ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Eğitim Sistem yapılan yorumlardan sorumlu değildir.