18 yaşındayken Hz. Peygamber’e (s.a.v.) iman eden Muaz b. Cebel (r.a.), 33 yaşında iken vefat ettiğinde bu kısacık ömrüne çok şeyler sığdırmıştı. Muaz (r.a.), Kur’an- ı Kerim’i ve fıkhı (helal ve haramı) en iyi bilenlerdendi. Hz. Peygamber (s.av.), onu hâkimlik görevi ile insanlar arasında çıkan sorunları çözmesi için Yemen’e göndermişti. Şehitlik arzusu ile yanıp tutuşan Muaz (r.a.), Resûlüllah (s.a.v.) ile bütün gazvelere katılmıştı. İslam’ı öğretmek için vatanından, ailesinden uzaklarda, başka diyarlarda son nefesini verdi.
Mus’ab b. Umeyr’in (r.a.) öncülüğünde bir avuç Müslüman, İslam’ın Medine’de yayılmasına vesile olmuştu. Bu davetçilerle birlikte İslam’ın rahmet esintileri hissedilmeye başlanmıştı. Muaz (r.a.) da bu çağrıya uyarak Müslüman olmuştu. Medine’de de tıpkı Mekke’deki gibi İslam çağrısına önce gençler koşuyordu. İslam’ın ilk öğretmeni olan Mus’ab b. Umeyr’in (r.a.) davetiyle İkinci Akabe Biatı’nda yer almış, Allah Resûlü’nün (s.a.v.) elini tutarak ona biat etmiş, bağlılık sözü vermişti.
Resûlüllah (s.a.v.), Yemen’in İslam’a teslimiyetinden sonra onu Yemen’e, Yemen’in en güzel bölgelerinden biri olan Cened bölgesine gönderdi. Onlara Kur’an okutacak, İslam’ı öğretecek, İslam’ın hükümlerini uygulayacaktı. Orada hâkimlik görevini üstlenecek, aralarında çıkan problemleri İslami hükümlere göre çözecek, insanların İslam huzuruyla yaşamasını temin edecekti. Yine emrindeki görevlilerle, zekâtları toplayacak, verilmesi gereken yerlere dağıtacaktı. (Kalay, 2001: 436.) 632 yılında görevini tamamladı ve Resûl-i Ekrem’in (s.a.v.) vefatından bir süre sonra Medine’ye döndü
Muaz (r.a.), ilme düşkünlüğü neticesinde çok kısa bir zamanda önemli bir mevkie kavuşmuştu. Kur’an-ı Kerim’in tamamını ezbere bilen birkaç kişiden biriydi. Resûlüllah (s.a.v.), Muaz b. Cebel’in (r.a.) de aralarında bulunduğu dört sahabi hakkında “Kur’an-ı Kerim’i dört kişiden öğreniniz: Abdullah İbn Mesud, Ebu Huzeyfe’nin azadlısı Salim, Übey İbn Ka’b ve Muaz b. Cebel.” (Buhârî, Fezâilü’l Kur’ân, 8.) buyurmuştu. Yine onun hakkında “Ümmetimin helal ve haram konusunda en iyi bilgi sahibi olanı Muaz b. Cebel’dir.” (Tirmizi, Menakıb, 33.) buyuruyordu.
Resûlüllah (s.a.v.) Efendimiz, bir gün Muaz bin Cebel’in elinden tutarak ona şöyle buyurmuştur: “Ey Muaz! Allah’a yemin ederim ki, ben seni gerçekten seviyorum. Ey Muaz! Sana her namazın sonunda: “Allah’ım! Sen’i zikretmek, sana şükretmek ve sana güzelce kulluk etmekte bana yardım et!” duasını hiç bırakmamanı tavsiye ediyorum.” (Ebû Dâvûd, Vitr, 26.)