Davetçi ne demektir, neye ve niçin davet? İnsana, âlemlerin Rabbini duyuran, yepyeni bir oluşla nurlandıran İslam’a çağrıdır davet. İslam’ın çağları aydınlatan, şaşmaz, sarsılmaz, eskimez ve pörsümez evrensel hakikatlerine davettir bu çağrı. Bu çağrıyla dirilip ölümsüzlük suyunu içenler, hiç cimrilik göstermeden aynı neşeyi tüm insanlara sunmanın eşsiz mutluluğunu yaşarlar ruhlarında
Ruhu, hidayetle dirilmiş davetçilerden sadece biriydi o: Erkam b. Ebi’l-Erkam (r.a.). Henüz 17-18 yaşlarında bir delikanlı… Gönlü Resûlüllah (s.a.v.) aşkı ile dolmuş, cesur ve fedakâr bir yiğit. Evi, kendisiyle beraber inanmışların sığınağı, Hz. Peygamber’in (s.a.v.) ağzından Allah’ın (c.c.) ayetlerini kana kana içtikleri bir çeşme... Resûlüllah’ın (s.a.v.) açıktan davetine, bu dinin sahibinden henüz izin çıkmadığı yıllardı. Müslümanlar bu evde gizlice buluşup, İslam’ı öğreniyorlardı. Sonraları Erkam’ın (r.a.) evi “Daru’l-Erkâm” diye anılacaktı. Yüzlerce yıl önce, orada atılan tohumlar, yeryüzünün her yerinde sümbüllenecekti
Henüz 17-18 yaşındaki bir gencin, Kâbe’nin hemen yanı başındaki evini İslam davetine açabilmesi, onun ne denli cesur ve fedakâr bir genç olduğunu da göstermektedir. (Erul, 2009: parag. 11.)
Bedir, Uhud, Hendek başta olmak üzere bütün savaşlara katıldı. Kahramanca çarpışarak büyük fedakârlıklar gösterdi. O, okuma yazma bildiği için Resûl-i Ekrem (s.a.) Efendimizin vahiy kâtipleri arasında da yer aldı. Daha sonra zekât toplama memurluğuna tayin edildi. (Eriş, 1996: 26.)
Çağlar boyunca yanacak iman meşalesinin tutuşturulduğu o evin cesur ve fedakâr sahibi Erkam b. Ebi’l-Erkam (r.a.), genç davetçilerin örnek aldığı sahabilerin başında gelmektedir.