“Türk milleti, her zaman şiire ve sanata önem vermiştir. Türk kültür tarihine bakıldığında, doğumdan ölüme, insan hayatının hemen her aşamasında şiirin yer aldığı görülür. Dünyaya yeni gelen bir çocuk ninnilerle büyür, tekerlemelerle oynar; türkülerle, şiirlerle, marşlarla gençliğini yaşar ve gün gelir ağıtlarla ebediyete gönderilir. Bu bağlamda hayatın henüz başlangıcı olan doğumla birlikte, anne veya diğer büyükler tarafından çocuğun kulağına ilk fısıldanan nağmeler ninnilerdir.
Anonim halk şiir içerisinde yer alan ve hece ölçüsüyle söylenen ninnilerde daha çok annenin çocuğuna karşı hissettiği duygular (sevgi, öğüt, dilek, temenni, dua, şikâyet vs.) ifade edilir. Anne ile çocuk arasında, sevgi ve ilgiye bağlı psikolojik bir bağın kurulduğu ninniler, çocuğun ruhsal gelişiminde, sağlıklı büyümesinde ve huzurlu olmasında da oldukça önemlidir.”