Ödev cevabı kısaca,
Gazâlî ve İbn Rüşd, İslam dünyasının önemli filozoflarıdır ve inanç-akıl ilişkisi konusunda farklı görüşlere sahiptirler. Gazâlî, inancın öncelikli olduğunu ve akılın inançları sorgulamak yerine onları desteklemesi gerektiğini savunur. İbn Rüşd ise akıl ve inancın birbirini tamamladığını ve akılın doğru kullanıldığında teolojik inançları anlamak için önemli bir araç olduğunu düşünür. Bu iki filozof arasındaki felsefi ve teolojik tartışmalar, İslam dünyasında uzun süre devam etmiştir.
Müslüman bir düşünür olarak İbn Rüşd, Aristoteles’in düşüncelerini olgunlaştırmıştır; “Diyebiliriz ki, İbn Rüşd, Aristoteles’in felsefi sistemini anlamış, özümsemiş ve adeta eritip yeniden kalıba dökmüştür. İbn Rüşd varlığı ilk hakikat, hakikatı ise her şeyin özü olan cevher olarak açıklar; “Hakikaten var olan varlık cevherdir ve geri kalan diğer her şeyin nedeni de odur. ”Gazali’nin fikirlerine bakıldığında ise felsefe ve tasavvuf etkileri görülmektedir. Ancak onun düşünce hayatında önemli bir yerde olan bilgi meselesinde amaçlanan hakikatin bilgisine ulaşmaktır. Kesin bilgi olan hakikatin bilgisine tasavvuf yolu ile ulaşılacaktır düşüncesini savunur.