İnsanlara hayatı bahşeden Allahü Teâlâ, dünya ve ahiret mutluluğumuz için gerekli bilgileri ve ölçüleri peygamberleri aracılığıyla bize bildirmiştir. İslam dininin hayata bakan penceresi konumundaki fıkıh ilmi, her asırda insanlara yol gösterici olma durumundadır. Bunun sağlanabilmesi için fıkhın hayattan kopmaması ve her an canlılığını devam ettirmesi gerekmektedir.
Fıkıh; Müslümanın hayatına şekil veren, bireysel ve toplumsal faaliyetlerin Allah Teâlâ’nın muradına uygun olmasına katkı sağlayan bir ilim dalı olduğu için her zaman inananların hayatının bir parçası durumundadır. Diğer yandan çağımızda daha önce bahsedilmeyen birçok fıkhî mesela gündeme gelmiştir. Bu durumun pek çok sebebi bulunmaktadır.
İslam dini, belli bir zamana ve döneme değil tüm zamanlara ve her asra hitap eden bir dindir. Bu sebeple bütün bu yeni gelişmeler karşısında fıkıh ilmi, canlılığını ve dinamizmini koruyarak çözümler üretmek durumundadır.