F harfi ile başlayan deyimler

F harfi ile başlayan deyimler, deyimlerin anlamları ve örnek cümleler hakkında sizlere kısa bilgiler vereceğiz.

Faka basmak: Tuzağa düşmek, aldatılmak; tongaya basmak.
Fal açmak (fala bakmak) : Suya bakarak, kitap, iskambil kâğıdı aça rak gelecekten haber vermek.
Falakaya çekmek (yatırmak) (birini): Ayaklarını falakaya bağlayarak tabanlarını kalın bir sopa ile dövmek.
Fareler cirit atmak (oynamak) (bir yerde) : O yerde hiç kimse bulun mamak, o yer bomboş, ıpıssız olmak.
Fark atmak: -1. Fazla sayı yapmak. -2. Benzerlerinden çok farklı ot-mak, onları geçmek.
Fark etmez: -1. “Hiçbir önemi, etkisi yoktur.” -2. “Hiçbir değişiklik yapmaz.” anlamında.
Fark gözetmek : Ayrım yapmak, birini Ötekinden ayrı, üstün tutmak.
Farkına varmak : -1. Bir şeyin var olduğunu anlamak, sezmek. -2. Aralarında fark bulunduğunu anlamak.
Farkında olmamak (olmak): Ne olup bittiğini anlamamak (anlamak).
Fark yapmak : Oyunlarda yenmek.
Fasit daire : bk. Kısır döngü.
Fasulye gibi kendini nimetten saymak : Kendine aşırı bir değer vermek.
Fatiha okumak (bir şeye, ruhuna) : O şeyden umudunu kesmek.
Fazla gelmek : Gereğinden, alışılmıştan fazla olmak.
Fazia kaçırmak : -1. Her zamankinden fazla yemek, İçmek. 2. Bir şeyi normalinden fazla yapmak.
Fazia olmak : Başkalarını rahatsız edecek davranışlarda bulunmak.
Felce uğramak : İşlemez, yürümez, çalışmaz duruma gelmek.
Feleğin çemberinden geçmiş : Başından pekçok iyi kötü olay geçmiş olan (kimse). (Kars. Görmüş geçirmiş.)
Feleğini şaşırmak: Ne yapacağını bilemez duruma gelmek.
Feleğin sillesini yemek: Büyük bir yıkıma uğramak.
Felekten bir gün çalmak: Neşeli, eğlenceli bir gün geçirmek.
Fellik fellik (fellek fellek) aramak (birini, bir şeyi): Onu her yerde telaşla, heyecanla aramak.


Felsefe yapmak: Bir olayın nedenleri ve sonuçları hakkında değişik görüşler ileri sürmek.
Fena olmak : -1. Bozulmak. -2. Çok üzülmek. -3. Hasta gibi olmak.
Fenasına gitmek : Üzülmek, sinirlenmek, üzerinde kötü bir etki bırakmak.
Fenaya çekmek (bir şeyi) : O şeye kötü bir anlam vermek.
Fena yapmak (birini) : Onu kötü bir duruma düşürmek.
Fener alayı: -1. Şenlik gecelerinde bir topluluğun ellerinde fenerler yada meşalelerle kenti dolaşarak yaptıkları gösteri. -2. Bu gösteriyi ya pan topluluk.
Feneri nerede söndürdün? : “Nerede kaldın? Çok geciktin” anlamında şaka yollu söylenir.
Ferah tutmak (gönlünü, içini, kalbini) : Sevinçli olmak, tasalanmamak, sıkılmamak.
Ferman çıkmak : Yetkili bir kimse tarafından bir işin yapılması konu sunda buyruk verilmek.
Ferman dinlememek : Hiçbir kural, yasa, buyruk tanımamak.
Feryadı basmak : Tehlikeli, korku verici bir durumla karşılaşınca bağırıp çağırmaya başlamak.
Fesat karıştırmak (çıkarmak, kaynatmak) : İnsanların arasını boza cak işler yapmak.
Fırsat düşmek (çıkmak) ; Uygun bir ortam ortaya çıkmak.
Fırsatı ganimet bilmek: Önüne çıkan fırsatlardan hemen yararlanmak.
Fırsatı kaçırmak: Yarar sağlayacağı uygun durum ve zamanı değer-. lendirememek.
Fırsatını düşürmek : Uygun, kolay bir yol bulmak.
Fırsat kollamak : Bir iş için elverişli zaman ve durumu kollamak.
Ftrsat vermek (tanımak) (bir şeye, birine) : Bir işi gerçekleştirmek İçin uygun durum hazırlamak; zaman vermek.
Fısıltı gazetesi: Toplumu ilgilendiren bir olayın dedikodu biçiminde kulaktan kulağa yayılması.
Frtık etmek (birini) : Onu çok kızdırmak ; sinirlendirmek.
Fıtık olmak (birine) : Ona çok kızmak, sinir olmak
Fikir almak (birinden, bir şeyden): -1. Bir konuda yetkili bir kimse den bilgi almak, o kişinin düşüncesini sormak. -2. O konuda bilgi sa hibi olmak.
Fikir vermek (birine) (bir şey) : -I.Bir konuda yol gösterici nitelikteki düşüncesini bildirmek. -2. İnsanı bir düşünceye, inanca ulaştırmak.
Fikir yürütmek : Herhangi bir konuda kendi düşüncesini söylemek.
Filan feşmekan (filan falan) : Adının belirtilmesine gerek olmayan kimse yada şeylerin yerine kullanılır.

Filinta gibi: Genç, ince uzun boylu, çevik, yakışıklı (kimse).
Fincancı katırlarını ürkütmek: Zarar verebilecek bir kimseyi kızdıracak bir davranışta bulunmak.
Fink atmak : Keyfince, gönlünce gezip dolaşmak.
Fire vermek : -1. Miktarı azalmak. -2. Kötü durumu görülmek.
Fi tarihinde : Çok eski bir zamanda.
Fitil etmek (birini) : Onu çok kızdırmak.
Fitil gibi olmak : Çok sarhoş olmak.
Fitili almak : Birdenbire öfkelenmek.
Fitil olmak (birine) : Ona çok kızmak; öfkelenmek.
Fitil vermek (Birine): Onu kızdırmak, kışkırtmak.
Fitne fücur: Çok fitneci, kışkırtıcı, arabozucu (kimse).
Fitne sokmak: Asılsız söz ve haberlerle, insanların arasında geçimsiz lik yaratmak.
Fit olmak : -1. Birinin bir davranışına denk düşen bir davranışta bulu narak ödeşmek. -2. Razı olmak, uygun bulmak.
Fit sokmak (vermek) : Birini bir başkasına karşı kışkırtmak, aralarını açmak.
Fiyaka satmak : Gösteriş yapmak; çalım satmak.
Fiyat biçmek: Fiyatını belirlemek; değer biçmek.
Fiyatı (fiyatları) dondurmak : Bir malın, hizmetin fiyatının yükselmesini önleyici önlemler almak.
Fiyat kırmak : Rekabet vb amaçlarla bir malın fiyatını indirmek.
Fiyat vermek : Bir malın, hizmetin para olarak karşılığını bildirmek.
Fol yok yumurta yok : “Ortada konuyla ilgili belli bir neden yok.” anlamında.
Fos çıkmak: -1. (Birinin) Bir işe yaramadığı anlaşılmak. -2. Bir iş, beklenen sonucu vermemek.
Foyası meydana çıkmak: Bir kimsenin kötü bir yönü bir vesileyle bir süre sonra anlaşılmak.

👍 BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan, isimsiz ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Eğitim Sistem yapılan yorumlardan sorumlu değildir.

ÖDEV & BİLGİ DÜNYASI Haberleri