Fakirlik ayıp değil, tembellik ayıp: Yoksulluk utanılacak bir şey değildir, çalışmamak en büyük ayıptır.
Fala inanma, falsız kalma: Kişinin oyalanmak, yalan da olsa geleceği üzerine bir şeyler dinlemek isteğini hoş karşılamak gerekir.
Fare çıktığı deliği bilir: Bir kabahate, suça veya gizli işe kalkışan kişi, yakalanacağını anladığında nereye sığınacağını bilir.
Fare deliğe sığmamış, bir de kuyruğuna kabak bağlamış: 1. Yapamayacağı kadar ağır bir işi varken başka bir iş daha yüklenmiş. 2. Kendisi sığıntı durumundayken yanına bir kişi daha almış.
Faydasız baş mezara yaraşır: Yaşayan kimse bir işe yaramalıdır, bir işe yaramayan kimsenin ölüden farkı yoktur.
Fazla mal göz çıkarmaz: Ne kadar ve ne türden mal olursa olsun malın fazlası elden çıkarılmamalıdır çünkü mutlaka bir gün gelir lazım olur.
Felek, kimine kavun yedirir kimine kelek: Bu dünyada kimi insanlar mutluluk içinde yaşarlar, kimileri de talihsizdirler.
Fırsat her vakit ele geçmez: Fırsat insanın eline çok seyrek geçtiği için çıkan fırsat iyi değerlendirilmelidir.
Fırsat sakal altından geçer: Fırsatı yakalayabilmek için uygun zamanı kollamak gerekir.
Fukaranın düşkünü, beyaz giyer kış günü: Daha önce iyi bir durumda olan kişi bu konumunu kaybettiğinde uygun olmayan, yersiz davranışlarda bulunur.
Fukaranın tavuğu tek tek yumurtlar: Talih, fakire hiç gülmez; aynı sermaye zengine daha çok, fakire daha az gelir getirir.
Fukaranın tavuğu, zenginin atı kıymetli olur: Yoksul geçimini, varlıklı keyfini düşünür.