“Biz, yeryüzünü bir döşek, dağları da birer kazık yapmadık mı? Sizleri (erkekli-dişili) eşler halinde yarattık. Uykunuzu bir dinlenme (sebebi) kıldık. Geceyi (sizi örten) bir elbise yaptık. Gündüzü de geçimi temin zamanı kıldık. Üstünüze yedi sağlam gök bina ettik. Alev alev yanan aydınlatıcı ve ısıtıcı bir kandil yarattık. Taneler, bitkiler, sarmaş dolaş bahçeler çıkaralım diye yağmur yüklü yoğun bulutlardan şarıl şarıl yağmur yağdırdık.” (Nebe, 78/6-16.)
Ayetlerde tam da evrenin düzeni ve bu düzenin işleyişi anlatılmaktadır. Yeryüzünün döşek misali ovaları, kazık misali dağları; çeşitli renk, ırk ve kabileler şeklinde insanları; gece ile gündüzün peş peşe gelişi, gecenin karanlığının dinlenme, gündüzün aydınlığının ise geçim aracı kılınması; yağmurlar ve buna bağlı olarak yeryüzünün canlılara yiyecek imkânı sağlamak üzere özlü taneli, yapraklı ve meyveli bitkilerle donatılması tek tek anlatılmakta. Yüce Allah bütün bu imkânları “siz” diye hitap ettiği insan için hazırladığını beyan etmekte.
Her resmin bir ressamı, her icat edilen şeyin bir mucidi olduğuna göre bu uçsuz bucaksız evrenin de bir sahibi yaratıcısı vardır.
- Gece ve gündüzün birbirini takip etmesi
- Mevsimlerin oluşumu
- Yağmurun ve karın yağması
- Gezegenlerin belli bir hızda dönmesi
- Atmosfer tabakasının inceliği
- Yükseklere çıkıldıkça basıncın artması
- Güneş ve ayın belli bir yörüngede hareket etmesi bu evrenin bir yaratıcısının olduğuna işarettir.