Seyahatname yazarıdır. Hayatı hakkında bilinenler seyahat anılarını topladığı on ciltlik “Seyahatname” adlı eserine dayanır. Çelebi, bir süre Şeyhülislâm Hamit Efendi Medresesi’nde İslâmî bilimleri öğrenerek Kuran’ı ezberledi. Enderun’da okuduktan sonra sipahi sınıfına katıldı. IV. Murat döneminde Saray’a alınıp orada ayrıca hat (yazı), tecvit, nahiv (dil bilim) ve müzik dersleri gördü.
Çelebi’nin Hicaz’a götürüldüğü, Kâbe’nin oluklarını bizzat yaptığı, Sultan Ahmet Camisi’nin kapı ve pencere süsleme işlerinde çalıştığı bilinmektedir. Hattat, nakkaş, şair ve müzisyen olarak kendisini kanıtlayan Evliya Çelebi, ayrıca iyi ata biner ve iyi cirit oynardı. Tatlı dili ve hoş sohbeti nedeniyle zaman zaman padişahın meclislerinde bulundu. Saraydaki çevresi onun edebiyat bilgi ve görgüsünü arttırdı. Devletin taşra kentlerine atanan devlet adamlarının yanında görev alarak, kimi kez savaşlara katılarak, mektup getirip götürerek ya da kendi başına çıktığı gezilerde, Osmanlı topraklarını dolaşarak izlenimlerini yazdı. Eserinde halk bilimi, dil bilimi, edebiyat, tarih, coğrafya bilimleri ile ilgili detaylı bilgiler sunmaktadır. Osmanlı Dönemi’ne ait en önemli başvuru kaynaklarından biri olan Seyahatname, türünün ve döneminin en önemli eserlerindendir.
42 yıl boyunca yaptığı seyahatleri 10 cilt olan Seyahatname eserinde ele almıştır. Bu seyahatler tarihleri ve kitabındaki cilt numarası sırasıyla şunlardır:
- 1630 - İstanbul ve çevresi
- 1640 - Anadolu, Kafkaslar, Girit ve Azerbeycan
- 1640 - Suriye, Filistin, Ermenistan ve Rumeli
- 1655 - Doğu Anadolu, Irak, ve İran
- 1656 - Rusya ve Balkanlar
- 1663/1664 - Macaristan'da askeri seferler
- 1664 - Avusturya, Kırım, ve ikinci kez Kafkaslar
- 1667-1670 - Yunanistan ve ikinci kez Kırım ve ikinci kez Rumeli
- 1671 - Hac için Hicaz, Mekke ve Medine
- 1672 - Mısır ve Sudan
Seyahatname
Evliya Çelebi 50 yılı kapsayan bir zaman dilimi içinde gezdiği yerlerde toplumların yaşama düzenini ve özelliklerini yansıtan gözlemler yapmıştır. Bu geziler yalnız gözlemlere dayalı aktarmaları, anlatıları içermez, araştırıcılar için önemli inceleme ve yorumlara da olanak sağlar. Seyahatname'nin içerdiği konular, belli bir çalışma alanını değil, insanla ilgili olan her şeyi kapsar. Üslup bakımından ele alındığında, Evliya Çelebi'nin, o dönemdeki Osmanlı toplumunda, özellikle divan edebiyatında yaygın olan düzyazıya bağlı kalmadığı görülür.
Divan edebiyatında düzyazı ayrı bir marifet ürünü sayılır, ağdalı bir biçimle ortaya konurdu. Evliya Çelebi, bir yazar olarak, bu geleneğe uymadı, daha çok günlük konuşma diline yakın, kolay söylenip yazılan bir dil benimsedi. Bu dil akıcıdır, sürükleyicidir, yer yer eğlenceli ve alaycıdır. Evliya Çelebi gezdiği yerlerde gördüklerini, duyduklarını yalnız aktarmakla kalmamış, onlara kendi yorumlarını, düşüncelerini de katarak gezi yazısına yeni bir içerik kazandırmıştır. Burada yazarın anlatım bakımından gösterdiği başarı uyguladığı yazma yönteminden kaynaklanır. Anlatım belli bir zaman süresiyle sınırlanmaz, geçmişle gelecek, şimdiki zamanla geçmiş iç içedir. Bu özellik anlatılan hikayelerden, söylencelerden dolayı yazarın zamanla istediği gibi oynaması sonucudur.
Evliya Çelebi belli bir süre içinde, özdeş zamanda geçen iki olayı, yerinde görmüş gibi anlatır, böylece zaman kavramını ortadan kaldırır. Seyahatname'de, yazarın gezdiği, gördüğü yerlerle ilgili izlenimler sergilenirken, başlı başına birer araştırma konusu olabilecek bilgiler, belgeler ortaya konur. Bunlar arasında öyküler, türküler, halk şiirleri, söylenceler, masal, mani, ağız ayrılıkları, halk oyunları, giyim-kuşam, düğün, eğlence, inançlar, komşuluk bağlantıları, toplumsal davranışlar, sanat ve zanaat varlıkları önemli bir yer tutar.
Evliya Çelebi insanlara ilgili bilgiler yanında, yörenin evlerinden, cami, mescid, çeşme, han, saray, konak, hamam, kilise, manastır, kule, kale, sur, yol, havra gibi değişik yapılarından da söz eder. Bunların yapılış yıllarını, onarımlarını, yapanı, yaptıranı, onaranı anlatır. Yapının çevresinden, çevrenin havasından, suyundan sözeder. Böylece konuya bir canlılık getirerek çevreyle bütünlük kazandırır. Seyahatname'nin bir özelliği de değişik yöre insanlarının yaşama biçimlerine, davranışlarına, tarımla ilgili çalışmalarından, süs takılarına, çalgılarına dek ayrıntılarıyla geniş yer vermesidir. Eserin bazı bölümlerinde, gezilen bölgenin yönetiminden, eski ailelerinden, ileri gelen kişilerinden, şairlerinden, oyuncularından, çeşitli kademelerdeki görevlilerinden ayrıntılı biçimde söz edilir. Evliya Çelebi'nin eseri dil bakımından da önemlidir.
Yazar, gezdiği yerlerde geçen olayları, onlarla ilgili gözlemlerini aktarırken orada kullanılan kelimelerden de örnekler verir. Bu örnekler, dil araştırmalarında, kelimelerin kullanım ve yayılma alanını belirleme bakımından yararlı olmuştur. Evliya Çelebi'nin Seyahatname'si çok ün kazanmasına rağmen, ilmi bakımdan, geniş bir inceleme ve çalışma konusu yapılmamıştır.1682'de Mısır'dan dönerken yolda ya da İstanbul'da öldüğü sanılmaktadır.
Evliya Çelebi Eserleri:
- Seyahatname, (ö.s.), ilk sekiz cilt: 1898-1928, son iki cilt: 1935-1938.