Evlilik öncesi görüşme ve nişan
Görüşme, bir ömür boyu ortak bir hayat yaşama amacı ile bir araya gelecek olan kişilerin birbirlerini görmeden, tanımadan evlenmeleri düşünülemez. Bundan dolayı aile kurumunu daha sağlam bir temele oturtmak isteyen İslam, eş adaylarının birbirlerini önceden görmelerini ve bir dereceye kadar görüşmelerini tavsiye etmiştir. Nitekim sahabeden birisi bir kadınla evleneceğini söylediğinde Hz. Peygamber (s.a.) ona evleneceği kadını görüp görmediğini sormuş ve “Görmedim.” cevabını alınca; “Git onu gör, çünkü bu ileride mutlu olmanız için en iyisidir.” buyurmuştur. Buna göre taraflar, yanlarında üçüncü bir şahsın -tercihen kızın bir yakını- bulunması kaydıyla bir araya gelebilir, birbirlerini görüp konuşabilirler.
Nişanlanma dini olmaktan ziyade kültürel bir uygulamadır. Bu nedenle, örf ve âdet gereği genellikle dünür gitmeden sonra evlenmeye söz verilmesini içeren ve yüzüklerin takılması ile yapılan merasimi ifade etmektedir. Bu merasimden evliliğe kadar geçen süre nişanlılık dönemidir. Evlilik öncesi böyle bir dönemin geçirilmesi şart olmamakla birlikte tarafların birbirini tanıması, evlilik konusunda sağlıklı bir karar verebilmeleri ve sonradan ortaya çıkabilecek sakıncaların daha işin başında iken giderilmesi amacını taşıyan meşru ve önemli bir merasimdir. Nişanlanma evlilik değil, esas itibariyle bir evlilik vaadinden ibarettir. Bu yüzden nişanlılar, her zaman için bu nişanı bozma hakkına sahiptirler ve taraflar birbirlerini evliliğe zorlayamaz. Bundan dolayı nişanlanma, taraflara evliliğin verdiği hak ve yetkileri vermez ve taraflar arasındaki mahremiyet ilişkileri (haramlık) önceden olduğu gibi devam eder. Nişanlıların, meşru şekildeki görüşmelerinde bir sakınca olmamakla birlikte bu görüşmelerinde mahremiyet sınırlarına uymaları gerekir. Günümüzde nişanlıların rahatça görüşmelerini sağlamak amacıyla yapılan “imam nikâhı” veya “dinî nikâh” uygulamasının, mer’î (pozitif) hukuk açısından bağlayıcılığı yoktur. Ancak dinî anlamda taraflar ve aileler açısından önem verilen bir uygulama olarak devam etmektedir.
Nikâhın tanımı ve hükmü
Nikâh akdi ile evlenmenin temel gayesi, neslin devamını sahih bir şekilde gerçekleştirmek ve her bakımdan eşler arasında paylaşmayı ve dayanışmayı sağlamaktır. Fıkhî-hukuki bir terim olarak nikâh akdi şöyle tanımlanabilir: “Evlenmelerinde dinen-hukuken bir engel bulunmayan bir kadın ve bir erkeğin sürekli bir hayat ortaklığı kurmak üzere aralarında cinselliği helal kılan ve eşlerin karşılıklı dayanışmasını esas alarak her birine hak ve vazifeler yükleyen bir akittir.”16 Buna göre bir evlenme akdinin meydana gelebilmesi için bu akdin “Cinsiyetleri farklı iki şahıs arasında olması, hayat beraberliği için ortak bir rızanın bulunması, ilke olarak devamlılık üzerine kurulması ve din-hukuk tarafından kabul edilen bir vasfının bulunması” gerekmektedir.
Evlenmenin Dinî Hükmü
İnsan neslinin devamını sağlamak amacıyla evlenme toplumsal bir görev olarak tüm insanlara farz-ı kifayedir. Bundan dolayı insan neslinin devamı için toplumda bazı insanların evlenip çocuk sahibi olarak bu farz-ı kifaye görevini yerine getirmesi gerekmektedir. Bireysel açıdan düşünüldüğünde ise evlenme, genel olarak mubah olarak kabul edilmiştir.