Bir mevlevi olan Mehmed Esrar Dede, Şeyh Galib’le dostluk kurmuş, Galata mevlevihanesinde çile çıkardıktan sonra derviş olmuştu. Ölümünde yazdığı içli bir mersiye ile Şeyh Galip, çok sevdiği Esrar Dede’yi kaybeünekten duyduğu derin acıyı dile getirdi. Galata Mevlevihanesi’ndeki (Tünelbaşı, bugün Divan Edebiyatı Müzesi) mezarlıkta gömülüdür.
Basılmamış divanında Şeyh Galip’i izlediği görülen, hayali Galip kadar geniş olmamakla beraber ondan daha içli ve samimi olan Esrar Dede, mevlevi şairlerin hayatlarını, seçme şiirlerini derleyen bir de şuarâ tezkiresi yazmış, bu tezkire daha sonra Ali Enver tarafından kısaltılarak Semâhâne-i Edeb adıyla yayımlanmıştı (1891).