esnetmek: esnemesine yol açmak, esnemesini sağlamak, esnemek eylemini yaptırmak.
Cümle: Çok esnediği için uykusunun geldiğini anlamıştım.
tedavi : (hastalığı) iyileştirme, sağaltma, sağaltım.
Cümle: Tedavisine yurtdışında devam edecekmiş.
kontrol etmek : denetlemek, gözden geçirmek
Cümle: Işığı açıp kontrol etmişti.
tik : herhangi bir kas kümesinin istençdışı devinimi.
Cümle: Göz kırpma artık tik olmuş gibiydi.
huzursuzluk : huzursuz olma durumu, erinçsizlik, tedirginlik, rahatsızlık.
Cümle: İnsan yaşamında huzursuzluklarla uğraşır hep.
kütüphane : kitaplık
Cümle: Kütüphaneden iki kitap almıştı.
fısıldaşmak :başkalarının yanında karşılıklı olarak fısıltı halinde konuşmak.
Cümle: Topluluk içinde fısıldaşıp durdular.
göz kırpmak : gözkapaklarını kapayıp açmak.
Cümle: Filmi gözünü kırpmadan izledi.
tezahürat : alkış, gösteri
Cümle: Taraftarın tezahüratı çok canlıydı.