Kavvamlığın önündeki en belirleyici engellerden biri de ailelerdir. Erkek çocukları ailede genel olarak kavvam olmaya uygun yetiştirilmiyor. Erkek yanlış yetiştirildiğinde evinde kavvam* olamıyor. Özellikle:
1-Evde reis olarak babayı değil, anneyi görerek büyüyen, kadın hükmüne alışan erkek çocukları, kendi evliliklerinde de reis olmakta zorlanırlar. Erkek, ailesindeki sistemin yanlış olduğunu fark etmeden evlenmişse eğer, eş olarak da annesine benzeyen otoriter bir kız tercih etmiş olma ihtimali yüksektir.
Evde kadının reis olduğunu görerek büyüyen erkekler, evliliklerinde karısının hükmüne girmeye hazırdırlar, fakat çoğunlukla anneleri buna izin vermez. Otoriter anneler, evlendirdikten sonra da oğulları üzerinde hâlâ hüküm sürmeye devam etmek isterler. Otoritelerini gelinlerine de kabul ettirmeye çalışırlar. Gelin de otoriter çıktığında erkek onu yönetmek isteyen eşi ve annesi arasında kalır. Annesi sürekli oğlunu karısından korkmakla suçlar, oysa ona bir kadından korkmayı kendi öğretmiştir.
2-Ailesi tarafından sorumluluk verilmeden büyütülen erkek çocukları da kavvam olmakta zorlanırlar. Aile oğluna hiçbir iş yaptırmamıştır, sorumluluk vermemiştir. Gak dediğinde su vermişlerdir, guk dediğinde yemek vermişlerdir. Evlatlarından tek bekledikleri okuyup adam olmasıdır. (Sanki okunarak adam olunabiliyor.) “Aman sen yeter ki dersine çalış.” Derler. Bu aileler çok fedakar oldukları ile de övünürler. “Biz evladımıza hiçbir iş yaptırmadık.” derler, sanki iyi bir şeymiş gibi. Almaya alışmış, vermeyi bilmeyen bencil, sorumsuz çocuk yetiştirmişlerdir fakat farkında değildirler. Evde oğullarının hükmü geçer. O ne derse ailesi onu yapmaya çalışır.
Böyle büyüyen erkekler, aynen ailesinde gördüğü gibi karısı sorumlulukları üstlensin; fakat otorite ona kalsın, kendi reis olsun ister. Yöneticilik, efendi- köle sistemi değildir. “Ben emredeyim o yapsın, bana itaat etsin.” olmaz. Yöneticilik sorumluluk makamıdır. Yönetici sorumluluğu üstlendiği için ona itaat gerekir.
Kadın sorumluluğu üzerine aldığında, doğal olarak otoriter davranmaya başlar. Sonuçta yöneticilik sorumluluk makamıdır. Erkek yattığı yerden reis olmaz. Yok böyle bir şey. Ailesinde sorumluluk almadan onları yönetmeye alışmış olan erkek, eşiyle çok problem yaşar, kavvam da olamaz.
3-Annesi tarafından pohpohlanarak, tatlı sözlerle pışpışlanarak nazlı büyütülen erkek çocukları ise reis olmak istemezler çoğunlukla. Annelerinin etrafında fır döndüğü oğullar, işleri annesi tarafından görülen evlatlardır onlar. Erkek nazlı büyütüldüğünde evliliğinde de bütün işleri karısı üstlensin, kendine zahmet olmasın diye bekler. Bir tek para kazanır ve sanki başka sorumlulukları yokmuş gibi davranır. Bütün yükü annesinin yüklenmesine alışan erkek, evlenince de işleri karısı yüklensin ister. Bazen böyle erkeklerin hanımlarından mesajlar geliyor. “Kocam o kadar nazlı ki ben ona hiç nazlanamıyorum.” diye.
Böyle yetişen erkek, otoriter bir kızla evlenmişse, hanımı zaten hemen sorumluluğu alır, kayınvalidesinin rolünü üstlenir. Fakat ailede baba otoritesi gören kızlar sorumluluk almak istemezler fakat o zaman da kocaları tarafından hor görülürler. “Bunları benim annem yapardı, sen bunu da mı yapamıyorsun?” gibi cümlelerle hanımlarını eleştirirler. Bu erkekler yeter ki hanımı her işi üstlensin onun otoritesine girmeye hazırdırlar. Tabii annesi izin verirse karısının otoritesine.
4-Baskıcı baba ile yetişen erkek çocuklarının da kavvam olmaları biraz zordur. Erkek evde otorite olmalı fakat baskıcı değil. Aradaki farkı kavvamlık konusunda yazacağım inşallah. Baskıcı baba ile büyüyen erkeklerin evliliklerinde otorite olmalarına babaları izin vermez. Baba kendi eviymiş gibi oğlunun evine müdahale eder, oğlanın ve gelinin her şeyine karışır: Yediklerine, içtiklerine, oturdukları yere, gittikleri gezmelere… Erkek babasına sormadan ya da babasının onayını almadan bir şey yapamaz. Böyle olunca da kendi evinde reis olamaz.
yazının devamı için;
http://www.gazetevahdet.com/erkek-cocuk-nasil-reis-olur-781yy.htm