Enfüsi Tefekkür ve Afaki Tefekkür Ne Demek, Nasıl Yapılır

Tefekkür, dinimizin en önemli hususudur. Bir saatlik tefekkür, bin senelik ibadetten daha kıymetlidir.

Tefekkür, aklın çalışması ve fikir üretmesidir. Akıl bir makineye benzetilirse, tefekkür bu makinenin çalışması ve üretimde bulunmasıdır. Tefekkür, Allah'ın yaratıkları, ilmi, gücü ve kudreti, rahmeti, gönderdiği dini, kitabı ve bizlere sunduğu tüm nimetler hakkında düşünmektir.

Tefekkür konusunda yapılabilecek yanlışlık

Allah'ın zatı hakkında düşünmek tefekkür değildir. Peygamber Efendimiz (s.a.v), "Allah'ın mahlukları hakkında düşünün. O'nun zatı hakkında düşünmeyiniz. Çünkü sizler Allah Teâlâ'yı gereği gibi takdir edemezsin." buyurmuşlardır.

Enfüsi Tefekkür ve Afaki Tefekkür

Enfüsi Tefekkür ve Afaki Tefekkürün ne olduğuna geçmeden önce tefekkürle ilgili bir iki video izleyelim isterseniz.

Enfüs ve Afak Ne Demektir.

Âfak ve enfüs, birbirine mukabil olarak kullanılan iki kelimedir. Âfak, insanın dışındaki âlemi, enfüs ise insanın kendisini ifade eder. Bu iki kelime şu ayetten alınmıştır:

“Ayetlerimizi onlara âfakta ve enfüste (kendi nefislerinde) göstereceğiz...”(Fussılet, 41/53).

Enfüsi Tefekkür Ne Demektir, Nasıl Yapılır.

"Enfüsî", nefse ait demektir ve "enfüsî tefekkür", insanın öncelikle kendi varlığı üzerinde kafa yormasıdır. Buradaki nefis kelimesi, ruhla bedeni birlikte ifade eder ve zât mânâsına gelir.

Buna göre, enfüsî tefekkürün iki ayrı sahası vardır: Birisi ruh, diğeri ise beden.

Hadi gelin Enfüsi Tefekkür yapalım

Mesela insan vücudunda bir çok kas vardır, hepside bizim emrimize verilmiştir, yani beynimizin kontrolündedir. Örneğin kolumuzu istediğimiz zaman kaldırır istediğimiz zaman indiririz...

Ama vücudumuzda bir kas varki o otonom sistemde çalışır ve beynimize bağlı değildir. O kas kalptir. Kalp diğer organlar gibi mesela böbrek gibi ciğerler gibi değildir. Kastan meydana gelir.

Peki vücudumuzda ki diğer kaslar kalp gibi, beynimize bağlı değilde, otomatik olarak çalışsaydı ne olurdu. Ayaklar nereye bizde oraya olurduk :) gelişi güzel hareket ederlerdi ve istediğimiz zaman istediğimiz şeyleri yapamazdık.

Peki şimdide tersini düşünün, ya kalbimiz otomatik olarak çalışmak yerine, diğer kaslar gibi bizim kontrolümüze verilseydi. Tıpkı sürekli kolumuzu kaldırıp indirmek zorunda olduğumuz gibi sürekli kalbimizi çalıştırmak zorunda kalırdık.

Uyku bile uyuyamazdık kalbimizi çalıştırmak zorunda olduğumuz için. Aksi takdirde ölürdük.

Allah, rahat bir hayat yaşayabilmemiz için bize gereken kasları emrimize vermiş, bize zorluk çıkaracak kasları ise, rahat bir hayat süre bilmemiz için, otomatiğe bağlamıştır.

İnsan, Allah'a hakkıyla şükretmek için kendisi üzerinde ki nimetleri derinlemesine düşünmelidir. Zaten asıl o takdirde Allah'a layıkı ile kulluk etmiş olur, ancak bu şekilde O'nun varlığını ve birliğini kavrar. Yoksa birileri gibi yaratılışımız da ki muhteşem dengeleri görmez ve herş eyin aslında bir kaos olduğuna ve tesadüfen yaratıldığımız gibi saçmalıklara inanır.

 

 

Afaki Tefekkür Ne Demektir, Nasıl Yapılır.

Onlar ayaktayken, otururken, yanları üzere iken Allãh’ı zikrederler, GÖKLERİN ve YERİN YARATILIŞI/DOĞASI üzerinde TEFEKKÜR ederler (Âli İmran Suresi - 191 Ayet).

Afakî tefekkürde ise bedenimizi kuşatan hava tabakasından yıldızlara ve ötelerine kadar bütün kâinatın düşünülmesi, tefekkür edilmesi söz konusudur.

İnsanın, önce evinden çıkıp sonra çarşıları, pazarları dolaşması gibi, tefekküre de nefsinden başlaması, sonra dış âlemi dolaşması en doğrusudur.

Bu noktada Üstad Bediüzzaman’ın çok önemli bir tavsiyesi var: “Nefsî tefekkürün tafsilatlı, afakî tefekkürün ise icmalî” yapılması. (Mesnevî-i Nuriye).

Her hücremizin, her duygumuzun faydasını inceden inceye araştırabiliriz, ama aynı şeyi hariç âlemde yapmamız yanlış olur. Çünkü haricimizdeki her şeyi nefsimiz gibi net olarak bilemeyiz. Burada özet bilgi yeterlidir.

Elbette ki, kâinat kitabının belli bir sayfasını inceleyen ilim adamları, o sahayı incelikleriyle kavramaya, anlamaya çalışabilirler. Ancak, onlar da başka ilim dallarında, yine “icmalî tefekküre” mecbur kalırlar.

Hadi gelin Afaki Tefekkür yapalım.

Örneğin yörüngelerin oluşumunu düşünün, Yörünge güneşin çekim etkisiyle başlar ve dünyamız kendi etrafında dönerek bu çekim etkisine karşı koyar, böylece yörünge oluşur.

Üzerine bir ip sarılı makarayı, ipten tutarak kendinize çekerseniz, makarada ya size doğru gelir, yada erafında dönerek ipi salar ve kendisi size doğru gelmekten kurtulur. Fizikte buna merkez kaç kuvveti de denir.

Dünya kendi etrafında dönüyor olmasaydı yada daha yavaş dönüyor olsaydı, yani mesela 24 saatte değilde 25 saatte dönüşünü tamamlasaydı, güneşin çekim etkisine karşı koyamayacaktı, güneşe doğru çekilecekti ve yanıp yok olacaktık.

Eğer 24 saat değilde 23 saatte dönüşünü tamamlasaydı, daha hızlı dönseydi, o zamanda güneşin çekim etkisine karşı gereğinden fazla direnç göstermiş olacak ve dış uzaya savrulacaktı, bu da yine bizim için felaket olurdu.

İşte bu muhteşem dengeleri idrak eden düşünen insan, bunların tesadüfen gerçekleşmiş olamayacağını bildiği için Allah'a imanı artar, ayrıca Allah'ın kendisine ne kadar büyük nimetler verdiğini ve ne kadar çok şükretmesi gerektiğini daha iyi anlardı. Tefekkürün anlamı ve amacı aslında budur işte.

Sonuç

İnsan yaratılışındaki ve kainattaki mükemmellikleri, düşünüp idrak edip göremezse, Allah'a olması gerektiği gibi iman ve layıkı ile kulluk edemez.

İnsan ruhu, bedeni, organları, yiyecek ve içeceklerimiz, çevremizdeki, hayvanlar, bitkiler, kokular, tadlar, yeryüzü ve gökyüzü, hatta bizim yine Allah tarafından yaratılan ve fıtratımıza eklenen, hayal kurma özelliği, kıskançlık, sevgi, merhamet, korku vb gibi duygular, hepsi üzerinde tefekkür edilmesi gereken konulardır.

Hatta dinimizi bile yaşarken, bize daha dünya hayatında sağladığı faydaları bile Tefekkür etmeliyiz.

👍 BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan, isimsiz ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Eğitim Sistem yapılan yorumlardan sorumlu değildir.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.

Ne - Ne Zaman - Nasıl - Nerede - Neden - Kim Haberleri