Nereye gelmek istediğimiz konusundaki hayalimizi ve arzularımızı sizinle paylaşacağız. Hiçbir öğrencimiz asla bir sürprizle karşılaşmayacak, oyunun ortasında kural değiştirmeyeceğiz” dedi.
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) koltuğuna oturduktan sonra ilk basın toplantısını Ankara’da düzenleyen Prof. Dr. Ziya Selçuk, önemli açıklamalarda bulundu. Eğitim konusunu uluslararası bir dava olarak düşünmek gerektiğini belirten Selçuk, “Bizim ekibimiz hazır. Yıllardır çalıştığımız birçok arkadaşımız var. Bize, Türkiye’nin birikimi lazım. Bizim en iyi 11’imiz hazır. Buna Türkiye hazır. Toplumda nasıl bir talep ve heyecan olduğunu fark ediyorum. Bu beklentiyi karşılamanın riskini de biliyorum. Bu beklentiyi karşılamak bir süpermen işi. Biz süpermen değiliz” dedi.
Bakan Selçuk’un açıklamaları özetle şöyle:
OYUNUN ORTASINDA KURAL DEĞİŞMEYECEK
İşbirliği, güç birliği yapmamız gereken bir iş. Sorumluluğu tüm paydaşlarla paylaşmalıyız. Sizleri de ekibin bir parçası olarak görüyoruz. Sizin davanız, bu meseleyi yükseltmek olmalı diye bakıyorum. Sizlerle sadece heyecanımı paylaşıyorum. Herhangi bir maddi katkı gerekmeksizin sadece mevcut şartları düzeltebiliriz. Bunu çok kısa bir sürede yapabilmek mümkün. Bu tür çalışmalarımızı bir kere değil, ara ara yaparsak daha iyi olacak diye düşünüyorum. Biz bir masadaki tuzluğun yerini değiştirerek sistem değiştirdiğimizi söylemeyeceğiz, masayı yeniden inşa etmeye çalışacağız. Bunu bir bürokrat ya da bakan olarak yapmayacağız, bu ülkenin bir evladı olarak yapacağız.
Tahmin ediyorum en geç iki ay içinde yaklaşık üç yıllık bir program açıklayacağız. Hangi ay hangi sene ne yapmak istediğimizi anlatacağız. Nereye gelmek istediğimiz konusundaki hayalimizi ve arzularımızı sizinle paylaşacağız. Hiçbir öğrencimiz asla bir sürprizle karşılaşmayacak, oyunun ortasında kural değiştirmeyeceğiz.
Öğretmen performansıyla ilgili ilan edilen şeyin işlevsel olduğunu düşünmüyorum ve böyle bir şeyi Bakanlık olarak uygulamayacağız. (Liselere geçiş) Önümüzdeki yıl sınavın çocukları huzursuz eden bölümleriyle ilgili önlem alacağız. Çok daha dingin bir sınav dönemi geçecek. Bütün mesele, sınavın baskısı konusunda Türkiye’de oluşan örgütlü yapıyı kırmak.
BAKAN DEĞİL, GÖREN OLMAYA ÇALIŞACAĞIM
Bizim şiarımız adalet olacak. Ben bakan değil, gören olmaya çalışacağım. Bunu yaparken adaleti şiar edinmek tekrar tekrar vurgulamak istediğim bir şey. Önceliklerimiz olacak. Dezavantajlı çocuklar önceliklerimiz olacak. Veriye dayalı bir politika üreteceğiz. Bir grup akademisyen ve uzmanla çalışıyoruz. MEB’in yapay zekâ konusunda neler yapabileceğiyle çalışmalar var.
ŞEFFAF OLMAYA ÇALIŞACAĞIZ
Ana konularla ilgili vizyon belgeleri hazırlıyoruz ve bunların tamamını paylaşacağız. Bu belgeler uluslararası kuruluşların ölçülebilir parametreleri üzerinden şekillenecek ama bu coğrafyadan çıkacak. Bir kopya olmayacak. Her zaman söylediğim şey, eğitim ihraç edilebilir ama ithal edilemez bir şeydir. İthal ettiğinizde bu, kopya olur. Bizim kelimelerimizle olacak vizyonumuz. Bir başka ilkemiz şeffaf olmak. Ne kadar şeffaf olabiliriz bilmiyorum ama birbirimizden bir şey sakladığımızda çocukların çok yararına olmadığı açık.
360 DERECE BAKANLIK GÖRECEKSİNİZ
360 derece bir bakanlık göreceksiniz. Sosyal medyayı takip eden iyi bir ekip kurduk. Bize biraz izin verin çalışalım. Hemen bir şey beklerseniz eski hataları yaparız. İnanın bu 50 yıllık bir mesele. Bizim es geçtiğimiz bazı noktalar var. Bunları birden tamamlamak mümkün değil. Bu bir kültür meselesi. Biz bu kültür üzerinden bir şey yapmak istiyoruz. O sebeple de bu zamana ihtiyacımız var. Biz bunu yapmazsak inanın sel bizi sürükleyecek. Nehir yatağını açalım hep birlikte akalım.
SİSTEM DEĞİŞECEK Mİ?
Sistem teorisi açısından baktığımızda herhangi bir sınavın değiştirilmesi bir sistem değişikliği değil, uygulama değişikliğidir. Eğitimin dilinde öyle bir karmaşa var ki bir uygulamada yapılan değişikliği toplum ister istemez sistem değişikliği olarak algılıyor. Bu sistem şu anda yürüyor. Herkes bu işin içinde dolaysıyla biz bu gemi yürürken bir tamirat içerisinde olacağız. Yenilenerek dönüşeceğiz.”