İyiliği tavsiye etmek ve kötülükten men etmek, bir mü’minin en mühim hususlarından biridir. Bunun takvâ derecesi ise, «emr-i bi’l-mâruf ve nehy-i ani’l- münker» yani «iyiliği tavsiye etmek ve kötülükten men‘ etmek» vazifesini sadece dil ile değil, hâl ile müşterek, güzel bir üslûp ile gerçekleştirmektir.
Maruf, şerîatın emrettiği; münker, şerîatın yasakladığı şey demektir. Başka bir deyimle Kur'an ve sünnete uygun düşen şeye maruf; Allah'ın râzı olmadığı, inkâr edilmiş, haram ve günah olan şeye de münker denilir (Râğıb el-İsfahânı, el-Müfredât, s.505; M. Hamdi Yazır, Hak Dini Kur'an Dili, IV, 2357-2358; V, 3118).
Yani marufu emretmek iman ve itaata çağırmak; münkerden nehyetmek de küfür ve Allah'a başkaldırmaya karşı durmaktır (Kadı Beydâvî, Envârü't-Tenzil, 2/232).