Güzel ahlaklı, dürüst, güvenilir bir insanın özelliklerinden biri, kendisine emanet edilen şeyleri korumasıdır. Emanet, korunmak ve saklanmak amacıyla birine ya da bir yere bırakılan para, eşya vb.dir. Her insan, zaman zaman başkalarına eşyasını ve malını emanet etmek durumunda kalabilir.
Cenâb-ı Hak buyuruyor: “Biz emaneti, göklere, yere ve dağlara teklif ettik de onlar bunu yüklenmekten çekindiler, (sorumluluğundan) korktular. Onu insan yüklendi. Doğrusu o çok zalim, çok cahildir.” (Ahzâb, 72)
Emanete riâyet îmânın tescili
Mü’minlerin imânını tescil eden, emânete riâyetin 8 maddesi;
- Abdesti olmayanın namazı olmayacağı gibi, emanete riâyet etmeyenin de îmânından söz edilemeyeceğini bilir ve emanete kesinlikle hıyânet etmez.
- Mü’min; emanetin önemini, değerini, şerefini bilir ve emanete riâyet eder.
- Emaneti gözeten kimsenin ebedî kurtuluşa ereceğini hatırından çıkarmaz.
- Bu konuda Peygamberini kendisine örnek alır; onun gibi emîn adam olmaya, herkesin güvenini ve Allah’ın rızâsını kazanmaya çalışır.
- Sorumlu olduğunu her zaman hisseder.
- İnsan nefsinin başkalarına haksızlık etmeye meyilli olduğunu bilir ve nefsin bu tür duygularını frenler.
- Mü’min, emanete hıyânet etmenin münafığın, yani içinden kâfir olduğu halde dışından Müslüman görünen kimsenin özelliği olduğunu unutmaz.
- Üstesinden gelemeyeceği bir emaneti kabul etmez.