El elin eşeğini türkü çağırarak arar

El elin eşeğini türkü çağırarak arar, bir kimsenin sıkıntısına çare bulacak olan kişi, içinden acı duyarak değil, zevk ve eğlencesinden geri kalmayarak bu işi yapar.

El elin eşeğini türkü çağırarak arar atasözünün anlamı

Bizim işimize ancak kendimiz canla başla sarılabiliriz. Bir kimsenin sıkıntısına çare bulacak olan kimse, içinden acı duyarak değil, zevk ve eğlencesinden geri kalmayarak bu işi yapar.

Hiç kimse, başkasının içine düştüğü derdi tam anlamıyla kavrayamaz. Çünkü üzücü olaylar sadece ilgili kimseleri kederlendirir, onlara acı verir. Bu bakımdan birinin derdine çare bulacak kimseler olayla ne kadar ilgilenseler de keyiflerini bozmazlar, derinden acı duyarak işe girişmezler, acele etmezler ve çözüm bulmak için gerekli çabayı göstermezler.

Aralarında özel dostluk ve yakınlık bulunmayan kişi­ler, birbirleri için yapacakları fedakârlıklarda gerçek dostlar gibi olamazlar. Özel ricalar veya karşılıksız yar­dımlarda kişilerin yavaş hareket etmesi ve o konu hak­kında fazla endişe taşımaması normaldir. Zira hiç kimse başkasının derdine, dert çeken kadar yanamaz. Hele he­le yakın bağlan bulunmayan kişilerden, fazla bir feda­kârlık beklemek ve o konuda umuda kapılmak boşunadır.

Umut bağlanan kişilerin ihmalkâr tutumları görül­düğünde veya önemli konularda başvurulacak kişilerin iyi seçilmesi gerektiğini tavsiye ederken söylenir.

Al elin eşeğini türkü çağırarak arar TDK anlamı

İnsanın kendi sıkıntı ve sorunlarına başkaları gereken önemi vermez, gerektiği kadar ilgilenmez anlamında kullanılan bir söz.

El elin eşeğini türkü çağırarak arar atasözünün hikayesi nedir

Bir gün Nasrettin Hoca bağında bahçesinde çalışırken kalabalık bir grubun kendine doğru yaklaştığını görmüş.“Hayırdır, bir şey mi oldu?” diye sormuş. “Aman sorma,” demiş içlerinden birisi, “ağa­nın eşeği kaybolmuş. Herkes etrafa salındı, eşek arıyoruz. Sana zahmet sen de senin bağını arar mısın?” “E ararım tabii” demiş hoca.

“Tamam, biz de aşağı bağlara bakalım” diye­rek köylüler hocanın yanından ayrılmışlar. Aradan biraz zaman geçmiş, köylüler aynı yoldan geri dönerken bağının içinde hocayı yanık yanık türkü çağırıp gezerken görmüşler. Tabii bir anlam verememişler gördüklerine. “Hocaaam, hocaaam,” diye bağırmış biri.

Hoca gayri ihtiyari kafasmı kaldırıp bakmış ne oluyor gibilerden. “Ne yapıyorsun hocam?” demiş köylü. “E eşek arıyorum” demiş hoca ilgisizce. “Aman hocam, türkü çağırıp geziyorsun. Doğru dürüst baktığın ettiğin yok ki. Allah aşkı­na eşek böyle mi aranır?” “Eeeee,” demiş hoca, “el, elin eşeğini türkü çağırarak arar.”

İşte böyle, aralarmda dostluk ve yakınlık bulunmayan kişiler birbirleri için yapacakları fedakârlıklarda gerçek dostlar gibi olamazlar. Yapıyor gibi görünürler ancak canı gönülden, seve seve yapmaz, anca poz verirler.

👍 BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan, isimsiz ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Eğitim Sistem yapılan yorumlardan sorumlu değildir.

Atasözleri Anlamları Haberleri