Bilim, bir takım bilgi ve olguların deneysel olarak değerlendirilmesi ve bir sonuca bağlanmasıyla ortaya çıkar. Bilim bir kaynak, edebiyat bir kanal olarak onu devam ettiren bir yol olabilir. Edebi eserler, bilimsel olma özellikleri taşıyabilir. Bu da bilimin bir araç haline gelmesi anlamına gelebilir.
Edebiyatta, psikoloji, sosyoloji, felsefe, mantık gibi bilim dallarının eserleri bulunmaktadır. Edebiyat tek başına bilim değildir. Literatür olarak tanımlanır ve bilimsel bir araç olarak ortaya çıkar. Bu nedenle bir iletişim ya da ulaşım aracı olarak kullanılabilir. Edebiyat insanlarla iletişim kurma ve insanlara ulaşma amacını taşır. Bilim sadece bunu kullanır.
Edebi eserlerde psikoloji, sosyoloji ve tarih gibi bilimlere ait unsurlara rastlanabilir. İnsanın ruh dünyasını işleyen ögeler psikoloji biliminin, insan ve toplum irdelemeleri sosyolojinin, edebiyatın içinde bulunduğu dönemi yansıtması tarihin edebiyatta rolü olduğunu gösterir. Ayrıca her edebi metin belli bir zamanda olmasa bile bir mekanda geçer ve dolayısıyla coğrafya biliminden de edebiyatta oldukça yararlanılır.
Felsefe bir bilim olarak kabul edilmemektedir, ancak edebiyatta felsefi birtakım fikir ve düşüncelerin işlendiği de olur. Edebiyat bilim teknikle de oldukça iç içedir. Teknolojideki gelişmeler edebi teknikleri ve insan yaşayışını değiştirir ve bu değişiklikler eserlerde can bulur.