Edebiyatın toplumsal yaşamı etkilediğini konu edinen eserlere bir örnek olarak Reşat Nuri Güntekin’in kaleminden çıkan Çalıkuşu eserini gösterebiliriz. Çalıkuşu romanı 1923 yılında yayımlandığı zaman büyük ses getirmiş ve özellikle İstanbul’da yaşayan genç kızları çok etkilemiştir.
Reşat Nuri Güntekin, Çalıkuşu romanını yayımladığı zaman doğunun sorunlarına dikkat çekmeye çalışmış, bunu da ani bir kararla doğuya öğretmenlik mesleğini icra etmeye giden genç bir öğretmen üzerinden başarılı şekilde anlatmıştır. Anadolu’da öğretmenlik yapan Feride’nin öyküsü, Reşat Nuri Güntekin’in kalaminde çok etkileyici ve iç burkan bir romana dönüşmüş, bu edebî eserin toplumsal yaşama etkisi edebiyat – toplum ilişkisi içinde incelenecek önemli bir örnek hâline gelmiştir.
Çalıkuşu romanını okuyan genç kızlar, tıpkı Feride gibi Anadolu’ya yolculuk ederek öğretmenlik yapmak için yetkililere başvuru yapmışlardır. Üstelik burada yüzlerce genç kızdan söz edilmektedir. İşte bu genç kızların Anadolu’ya giderek öğretmenlik yapma konusunda istekli davranmasını sağlayan unsur bir edebî eser, bir roman örneğidir.
Edebiyat ile toplumsal yaşamın iç içe olduğunu unutmamak gerekir. Toplumsal yaşamdan etkilenen edebiyatçılar edebî eserler verirken, toplumlar da edebî eserlerden de etkilenirler. Edebiyatçı işte bu şekilde topluma ayna tutmuş olur. Hem toplumu eserlerinde yansıtır hem de topluma görmesi gerekenleri gösterir. Reşat Nuri Güntekin Çalıkuşu da eserinde İstanbullulara Anadolu’nun durumu yansıtmak istemiştir.