Kesinlikle öyle değerlendirilebilir. Çünkü toplum ile ilgili her şey edebiyata dolaylı ya da dolaysız yoldan yansır. Hatta şöyle bir sözün varlığı bile bunu kanıtlar niteliktedir.
Edebiyat, edebi ürünlerin ortaya çıkışını, zaman içindeki değişimini, nesillere aktarılmasını inceler. Böylece bir edebiyat tarihi de meydana gelir. Hemen her edebi eser alanında bir edebiyat tarihi unsuru meydana gelmesi söz konusu olmaktadır. Roman, hikaye, nesir, şiir gibi alanlar edebiyat tarihinin gelişmesinde yardımcı olur.
Edebiyat toplumların yaşam biçiminin yazıya ya da söze yansıması olarak değerlendirilebilir. Edebiyat olmadan hayatı anlamak, anlamlandırmak, yönlendirmek, yönetmek, karar almak, irade ortaya koymak, ifade edebilmek mümkün değildir. İster yazılı ister sözlü insanlar kendilerini anlatma derdine sahip olarak hayatlarına devam ederler.