Edebiyat, kişinin duygu ve düşüncelerini, kendine özgü bir dil kullanarak, estetik kurallar çerçevesinde, yazılı veya sözlü olarak dile getirmesidir. Edebiyatın da bir yöntemi olduğundan o da bir bilimdir. Edebiyat bir bilimin yapması gereken:-anlama, -yorumlama, -değerlendirme, -benzerleriyle karşılaştırma, -yerleştirme basamaklarını yaptığı için bir bilimdir.
Edebiyat’ın amacı estetik ve güzelliktir. Edebiyat’ı edebiyat yapan iki temel özellik vardır: 1) Dil-üslup 2) Estetik-güzellik. Bu özelliklerin ikisi de okuyucuya ve yazara göre değişkendir. Edebiyat duygu ve düşüncelerimizi karşımızdakine anlatabilmek için bir araç niteliğindedir. Edebiyatta içerikten çok o içeriğin nasıl dile getirildiği önemlidir. Edebiyat sanatçıyı, bilimi ve eseri içinde yaşadığı dönemi ve türü içindeki yerini inceler.
Edebi eserin incelenmesi açısından, bir sosyal bilimdir. Diğer sosyal bilimleriyle sürekli iletişim ve etkileşim içindedir. Edebiyatın diğer sosyal bilimlerden farkı: yaratıcı olması, öznel olması ve kurmaca olmasıdır. Edebiyat tarihinin oluşturulması açısından, edebiyat bilimi önemlidir.
Edebiyatın konusu nedir
Yazar ve şairlerin ortaya koydukları eserlerde ele alıp işledikleri her şey, edebiyatın konusunu oluşturur.
Edebiyat’a teşkil eden olaylar:
1) Savaşlar: Toplumu derinden etkilediği gibi, bir toplum ürünü olan edebiyatı da etkilemiştir. Örnek: Kurtuluş Savaşı
2) Göçler ve tabii afetler: Bunlar bölgesel etkilerdir. Halkta derin izler bıraktığı için önemli derecede çok malzeme oluştururlar.
3) Kültürel değişim: Kültür, bir toplumun yaşayış biçimidir. Toplumun yaşam biçimi değişince buna bağlı olarak edebiyat da değişir. Toplumların yaşamlarına yeni şeyler girince kültürleri ve edebiyatı da değişir.
4) Aşk, sevgi: Bunlar bireysel etkilerdir.
5) Doğa: Bu unsur temel teşkil etmez, sadece farklı bakış açıları için ortam oluşturur.
Edebiyat ile diğer bilimler ilişkisi:
1) Sosyoloji: Sosyoloji toplum bilimidir. Toplumda meydana gelen olaylar edebi eserlere yansır. Sosyologlar da bu eserlerden yola çıkarak toplumsal olgulara ulaşabilirler. Tam tersi de olabilir.
2) Tarih: Tarihçiler edebi eserlere bakarak, eserin yazıldığı dönem hakkında bilgi edinebilirler. O dönemdeki yaşam koşullarını bulabilirler.
3) Psikoloji: Edebiyatçıların yazmış olduğu eserlerden psikologlar veya psikiyatrlar psikoanaliz yapabilirler.
4) Coğrafya: Özellikle, yazılan gezi yazılarından coğrafyacılar, o eserdeki yerin coğrafi özelliklerini bulabilirler.
Edebi Eser (Sanat Eseri), malzemesi dil olan, sanat gayesi ile yazılmış, estetik, zevk ve heyecana yönelik olan bir anlatım veya ifade tarzının oluşturduğu yapının adıdır. Edebi eser, insan eseridir, orjinaldir, özgündür, tektir, bireyseldir. Faydaya bağımlı değildir; ama ondan bir takım faydalı bilgiler elde edilebilir. Toplumda yaşanan olayları ve durumları yansıtması bakımından bir ayna görevi görür. Edebi eser kurmacadır. Kurmaca(İtibari), sanatçının dış dünyadan aldığı malzemeyi, kendi anlayışı, dünya görüşü ekseninde yeniden bir kurguyla ortaya koyduğu sonuçtur. Sanatçı her ne kadar gerçeği anlatırsa anlatsın o eser bir kumacadır. Bu anlamda edebi eser bir ayna görevi görür.
Edebi eserin ölçütleri:
1) Eserin alacağı yapı(nesir, nazım),
2) Dil kullanımı,
3) İfade biçimi,
4) Üslup,
5) Edebi sanatlar ve eserde uygulanış biçimi,
6) Eserin hacmi,
7) Konu seçimi,
8) Sanatçının bakış açısı
Edebi akım: Belli bir dönemde, belli bir sanatçı gurubunun ortak bir sanat, estetik veya edebiyat anlayışı çerçevesinde oluşturdukları edebi hareket veya bu ortamda meydana getirmiş oldukları edebi eserlerin bütünüdür.
Edebiyat, aşağıdaki şekillerde tanımlanmaktadır:
1. Estetik amaçlı oldukları kabul edilen yazılı yapıtlar bütünü.
2. Yazıldıkları ülke, çağ, ortam, bağlı oldukları tür açısından ele alınan bu yapıtlar.
3. Bu yapıtlara ilişkin bilgiler, incelemeler bütünü: Edebiyat dersleri.
4. Yapıtların üretilmesi, edebiyatçının, yazarın etkinliği, mesleği.
5. Yapay, yüzey sel. genellikle içtenlikten uzak, süslü yazı ya da söylem için kullanılır: Bütün bu sözler edebiyattan başka bir şey değil.
6. Edebiyat yapmak, bir konuda boş, gereksiz, süslü püslü sözler söylemek: Bırak edebiyat yapmayı da düşündüğünü açıkça söyle.