Eserin değeri yaşadığı toplumun aynası olabilmeli diye düşünüyorum ben. Yaşadığı kültürden izler taşımalı. Toplumun dilini kullanması ve anlaşılabilir olması edebi eserin daha çok okuyucuya ulaşacağını gösteriyor. Bu sayede ön yargılarında önüne geçebiliriz. Edebi eser denince çekinmeden okunulabilecek bizi bize anlatan duygularımızın tercümanı olan yapılar gelecek akla. Halkın kendini görmesi, anlatamadıklarını okuması mutlu etmek için de yeterli, edebi eserin değerini arttırmak içinde.
Edebi eser denince çoğu kimse uzaktan bakmakla yetiniyor. Anlayamayacağı düşüncesi uzaklaştırıyor insanları. Neden böyle bir ön yargı oluştu bilinmez. Oysa ki edebi eserler tamda insanların anlaması ve kendilerini içinde bulması için orta çıkmış. Kullanılan terimlere takılanlar olabilir ama bence asıl neden bu değil. Asıl neden anlaşılmaz hale getirilen edebi eserler. Yazarlara kızmamak elde değil. Halkın anladığı dili kullanmak yerine neden anlaşılmaz bir dili tercih ediyorlar anlamam mümkün değil.