Deprem, bulaşıcı hastalık, kuraklık, kıtlık, yangın gibi tabiî afetlerin; göçler, savaşlar ve istilalar gibi önemli olayların toplum vicdanında derin yankılar uyandırması, destanların oluşumunda etkili olmuştur. Ancak her milletin bu olayları yazıya geçirecek ustada şairler veya yazarlar çıkarması mümkün olmadığı için her milletin de destanı yoktur.
Türk Edebiyatı, İlkçağ döneminde, Orta Asya ülkelerinde doğmuştur. Bu edebiyat, ilk etapta zengin bir destan edebiyatıdır. Milli kahramanlık, din, fazilet gibi konuları içeren hikayelerdir. Destanların karakterleri arasında; Tanrı, tanrıça, su köpüğünden yaratılmış bir Bozkurt çocuğu yada ağaç karnında doğmuş insanlar bulunan bu hikayeler, ilk etapta ilk insanların hayal alemini anlatan masallar gibi görünür. Bu şartları sıralamak gerekirse;
- Millet, halk hayalinin efsaneler yaratmaya uygun bulduğu, en eski ve ilkel çağlarda yaşamış olmalı.
- O milletin tarihinde unutulmaz doğa olayları, göçler, büyük savaşlar, yeni coğrafyalarda vatan kurulması gibi halkın hayatını ve hafızasını kuşaklar boyunca meşgul edecek olaylar yaşanmış olmalı.
- Çünkü insanlar, insanlığın bu ilk dönemlerinde doğa ve toplum olaylarını ya derin bir korku ya da büyük bir hayranlıkla seyrederdi.