Dokuz doğurmak deyiminin anlamı ve hikayesi

Dokuz doğurmak deyiminin anlamı, (bir durumu) sabırsızlıkla, heyecan ve merak içinde beklemek, bir işi sıkıntı ve güçlük çekerek sona erdirmek, işi sona erdirinceye değin çok güçlük, sıkıntı çekmek.

Dokuz doğurmak deyiminin anlamı:

Bir işin sonunu merakla, sabırsızlıkla, heyecanla beklemek ya da bir işi sıkıntı ve güçlük çekerek sona erdirmek.

Dokuz doğurmak deyiminin hikâyesi:

Bir zamanlar İzmir’de asayiş bozulmuş. Şehirde düzeni yeniden sağlaması için İkinci Mahmut döneminin ünlü kaptanıderyası Çengeloğlu Tahir Paşa, İzmir’e vali olarak atanmış. Paşa göreve gelir gelmez sıkı tedbirler almış. Geceleri belirli saatler arasında sokağa çıkma yasağı uygulamış. Yasağa uymayanları zaptiye¬ler yakalar, karakola atarlarmış.
Yine bir gece adamın birinin karısının doğum sancıları tutmuş. Kadıncağız kıvranıp dururken adam da ebe bulmak için yasak olan saatte sokağa çıkmak zorunda kalmış. Şans bu ya daha dışarı adım atar atmaz zaptiyeler yaka¬lamış adamı. Adamcağız derdini bile anlatamadan kendini karakolun bahçesinde bulmuş. Karakolda zaptiyeler yasağa uymayanları sıraya dizmişler. Sorguyu bizzat Tahir Paşa yapıyormuş. Tek kaşı havada, asık bir yüzle tek tek sorgulamaya başlamış adamları. Sorgusunu aldığını da hemen oracıkta falakaya yatırtıyormuş.
Bizim adamcağız da dokuzuncu sıraday¬mış. Zavallı adamın alnından terler boşalmış. Korkudan ne yapacağını şaşırmış. Birinci adam sorgulanmış, falakaya yatırıl¬mış. İkinci sorgulanmış, haydi o da falakaya yatmış. Böyle böyle derken nihayet dokuzun¬cu sırada bekleyen bizimkine söz gelmiş. Paşa hiddetle çıkışmış: “Bre duymadın mı sokağa çıkma yasağı oldu¬ğunu? Ne işin var o saatte dışarıda? ”Adam korkudan fal taşı gibi açılan gözlerle “Aman efendim, emriniz başım gözüm üzerine. Lâkin bizim hanım doğuruyordu. Vallahi de, billahi de, tallahi de ebe bulmaya çıkmıştım. Daha bir adım atamadan zaptiyeler tuttu attı beni buraya. Suçsuzum ben yemin ederim. ”Adamcağızın doğruyu söylediği her hâlinden belliymiş. Paşa zaptiyelere adamı bırakmalarını işaret etmiş.
“Bu seferlik affediyorum seni. Ama o karına söyle bir daha olur olmaz saatte doğurmaya kalkmasın!” diye de tembihlemiş. Zavallı adam¬cağız süklüm püklüm selamlayıp paşayı tutmuş evinin yolunu.
Evine gelmiş ki karısı yanında nur topu gibi bir oğlanla yatıyor. Ama hanımın suratı bir karış. Adamcağız tam karısının yanına yaklaşmış, geç¬miş olsun diyecekmiş ki kadın çıkışmış: “Hani ebe bulmaya çıkmıştın. Nerelerdesin sen? Ben burada acı çekeyim çocuğunu doğuracağım diye, sen kim bilir nerelerde sürtüyordun!” “Aman hanım,” demiş adam, “kurban ola¬yım bir de sen başlama. Vallahi sen burada bir tane doğurana kadar ben dışarıda dokuz doğurdum!”
İşte böyle, insanın çok kaygılandığı, gözü¬ne uyku girmediği, canının derdine düştüğü durumlar için kullanılır bu deyim.
Sekizi dokuzu bilemem amma
Hayat, teknesinde beni yoğurur,
Bahtı kapalıdır gülemem amma
Çektiğim acılar dokuz doğurur.

Dokuz doğurmak ile ilgili cümleler

Sabahtan beri dokuz doğurduk arabanın bakımını bitireceğiz diye.
İşe geç kalmıştı, araba gelinceye kadar dokuz doğurdu.
Senden haber gelinceye kadar dokuz doğurdum.
Sınav sonuçları açıklanana kadar dokuz doğurdum.

Dokuz doğurmak TDK anlamı

Merakla, heyecan içinde, sabırsızlıkla beklemek
Sabahtan beri kamış kökünün içine sığınmış, yüreği ağzında, dokuz doğurarak şahinini bekleyişi... - Y. Kemal

👍 BU İÇERİĞE EMOJİYLE TEPKİ VER!

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan, isimsiz ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumların her türlü cezai ve hukuki sorumluluğu yazan kişiye aittir. Eğitim Sistem yapılan yorumlardan sorumlu değildir.

Deyimlerin Anlamları Haberleri