Sosyal bir varlık olan insan içinde yaşadığı çevredeki diğer insanlarla sürekli iletişim hâlindedir. İletişimin giderek önem kazandığı günümüzde dili doğru ve güzel kullanmak daha önemli hâle gelmiştir.
Duygu, düşünce ve hayallerini dile getirilirken noktalama işaretlerine ve yazım kurallarına ve dil bilgisi kurallarına göre dikkat edilmesi gerekir. Cümlelerin doğru ve kurallı kurulması, cümleyi oluşturan sözcükler arasında anlam ve şekil yönünden uyum ve bağlantı olması gerekir. Ancak kimi zaman dilin yanlış kullanılmasından kaynaklanan dil yanlışlıkları yapılmaktadır. Bu yanlışlıklara “anlatım bozukluğu” denir. Bu yanlışlıklar kimi zaman anlam yönünden kimi zaman da dil bilgisi yönünden yapılır. Bunlar farklı başlıklar altında toplanır. Dil bilgisi yönünden kaynaklanan belli başlı anlatım bozuklukları şunlardır:
1. Yüklem Eksikliğinden Doğan Anlatım Bozuklukları
Birleşik yapılı cümlelerde tek yüklem kullanılabilir. Ancak özneler ya da tümleçler ile yüklem arasında bütünlük sağlanamazsa anlatım bozukluğu ortaya çıkar.
Örnek
Yanlış: Eylül sinemaya gidiyordu, biz de tiyatroya.
Doğru: Eylül sinemaya gidiyordu, biz de tiyatroya gidiyorduk.
Yukarıdaki cümlede anlamca olumlu ve olumsuz iki cümleyi aynı yükleme bağlandığı için anlatım bozukluğu oluşmuştur.
Örnek
Yanlış: Yazları suyu çok, meyve suyunu hiç içerim.
Doğru: Yazları suyu çok içerim, meyve suyunu hiç içmem.
2. Özne-Yüklem Uyuşmazlığından Kaynaklanan Anlatım Bozukluğu
Cümlenin temel ögeleri olan özne ile yüklem arasında “tekillik-çoğulluk”, “kişi” ve “olumluluk-olumsuzluk” yönünden uyum olması gerekir. Özne ile yüklem arasında bu uyumun olmaması anlatım bozukluğuna neden olur.
A. Tekillik-Çoğulluk Yönünden
Bir cümlede özne tekilse yüklem de her zaman tekil olur. Ancak özne çoğul soyut bir kavram, organ adı, bitki ve hayvan adı, cansız bir varlık olsa da yüklem her zaman tekil olur.
Örnek
- Zorluklar ona engel oldu.
- Dalgalar bir bir kıyıya vuruyordu.
- Kadının kolları yanmıştı.
- Ovalar yemyeşil olmuş.
- Kediler sobanın karşısında uyuyor.
- Günler, çabuk geçiyor.
Bu cümlelerde yüklemler çoğul olsaydı anlatım bozukluğu meydana gelirdi. Bu yüzden yüklemler tekil olarak çekimlenmiştir. İnsan adları çoğul özne olarak kullanıldığı cümlelerde yüklem tekil de çoğul da olabilir.
Örnek
- İşçiler mesaiye başladı/başladılar.
- Memurlar yemek arasına çıktı/çıktılar.
- Bir topluluk adının özne olduğu cümlelerde yüklem tekil olur.
Örnek
- Sınıf, sessizce soruları çözüyordu.
- Türk ordusu her türlü zorluğa göğüs gerer.
B. Kişi Yönünden
Bir cümlede özne ve yüklem aşağıdaki örneklerde olduğu gibi kişi bakımından birbiri ile uyumlu olmalıdır.
Örnek
- Ben, sen ve Ayşe tatile gidiyoruz.
- Ayşe ve sen gidiyorsunuz.
- Ben tatile gidiyorum.
- Sen tatile gidiyorsun.
- O, tatile gidiyor.
- Ayşe, Ahmet ve Zerrin tatile gidiyor.
c. Olumluluk-olumsuzluk yönünden
Olumlu bir cümlenin öznesi ile olumsuz bir cümlenin öznesini ortak kullanmak anlatım bozukluğuna yol açar.
Yanlış: Kimse onu tanımıyor, burada arıyor.
Doğru: Kimse onu tanımıyor, herkes burada arıyor.
3. Özne, Tümleç, Nesne Yanlışlığından Doğan Anlatım Bozuklukları
Özne bulunması gereken bir cümlede bu ögeyi kullanmamak anlatım bozukluğuna neden olur.
Örnek
“Kültür merkezinin inşaatı bitirildi ve açıldı.” cümlesinde özne ortak kullanıldığı için “Kültür merkezinin inşaatı açıldı.” şeklinde yanlış bir kullanım ortaya çıkmaktadır. Bu yüzden bağlaçtan sonra bir özne gerekmektedir. “Kültür merkezi” sözcük grubu özne olarak getirilerek “Kültür merkezi açıldı.” şeklinde cümlenin doğrusu oluşturulmalıdır. Böylece anlatım bozukluğu giderilebilir.
Örnek
“Bu işe hiç alışamadın bu yüzden yapmadın.” cümlesinde nesne kullanılmaması anlatım bozukluğuna neden olmuştur.
Örnek
Halamları gördük ve bir gece kaldık. Bu cümlede dolaylı tümleç (halamlarda) kullanılmaması anlatım bozukluğuna neden olmuştur.
4. Tamlama Yanlışları
İsim tamlamalarında “tamlayan görevindeki sözcüğün kullanılmaması”, “tamlama ekinin eksik ya da gereksiz kullanılması” ve “tamlayan ile tamlananın birbirine uymaması” anlatım bozukluğuna neden olur.
Örnek
“Köpeğini evde bulamamış.” cümlesinde köpeğin kime ait olduğu belirsizdir. Bu belirsiz gidermek için tamalamanın başına tamlayan olarak onun ya da senin sözcüklerinden getirilmelidir. Böylece anlatım bozukluğu giderilebilir.
Örnek
Celal, sınıfımızın temsilci ve başkanıdır.” cümlesindeki tamlama “sınıfımızın temsilcisi ve başkanı” şeklinde düzenlenmelidir. Böylece anlatım bozukluğu giderilebilir.
Örnek
“Özel ve devlet okulları aynı müfredattan sınava girecekler.” cümlesinde “özel ve devlet okulları” şeklindeki tamlama “özel okullar ve devlet okulları” şeklinde olmalıdır. Böylece anlatım bozukluğu giderilebilir. Çatı Uyuşmazlığı Birden fazla yüklemin olduğu cümlelerde aynı özneyi alan yüklemlerin her ikisi de etken veya her ikisi de edilgen olmalıdır. Bu durum fiilimsiler arasında da olmalıdır. Yoksa anlatım bozukluğu ortaya çıkar.
Örnek
“Konular iyice kavrayarak tekrar edilmelidir.” cümlesindeki fiilimsi ile yüklemler arasında çatı uyuşmazlığı vardır. Bu uyuşmazlığı ortadan kaldırmak için “kavrayarak” fiilimsisi “kavranarak” şeklinde olmalıdır. Cümlenin doğrusu “Konular iyice kavranarak tekrar edilmelidir.” olarak düzenlenmektedir. Noktalama (Virgül) Eksikliği Kimi cümlelerde özne görevindeki sözcükten sonra virgül kullanılmaması cümlede tamlama varmış gibi düşünülmesine neden olur. Bu durum anlam belirsizliğine yola açtığı için anlatım bozukluğuna neden olur.
Örnek
“Genç adamı eve kadar götürdü.” cümlesindeki anlam belirsizliğini gidermek için “özne”den (Genç) sonra virgül getirilerek “Genç, adamı eve kadar götürdü.” şeklinde oluşturulmalıdır.