Dik kelimesi, eş sesli bir sözcüktür. Dik kelimesi de böyle bir kelimedir. Dik sözcüğü, yatay bir düzlem ile doksan derecelik açı yaptıran; düşey doğrultuda seyreden anlamını taşıyan bir sıfattır. "Dik ağaçlar ormanı sarıyordu." dediğimizde, ormandaki toprağa dik olarak dikilen ağaçları anlıyoruz.
Ama "Annem fidan dikti." derken kullandığımız dik, dikmek sözcüğünün emir kipiyle çekimlenmiş halidir. Yani hem düşey doğrultuda olan anlamında kullanılır hem de dikmek fiilinin emir kipi ile çekimlenerek oluşturulan yeni halidir.
1. Alt zemine 90° açılı olarak, bir cismi dik durdurmak. "Diktiği kazıkların tümü rüzgârdan dolayı yan yatmış." Evimize ulaşmak için dik bir yokuştan çıkmanız gerekir.
2. Yetiştirmek için bir bitkiyi toprağa yerleştirmek. "Bu fidanları bir an önce dikmeliyiz, yoksa kuruyacaklar." Kardeşimle birlikte bahçeye çiçek tohumları diktik. Bu çiçekleri hemen dik de solmasın.
3. Biçilmiş veya yırtılmış kumaş, deri, yara vb.ni iğneye geçirilmiş iplikle tutturmak. "Bana da bir yazlık etek dik." Terzi bana bu güzel elbiseyi dikti.