birçok başlıkta yükseköğretim kurumlarına “yetki devri" gerçekleştirmiştir. YÖK, üniversite sistemimizin kendi “kurumsal kapasitesini geliştirmesi ve güçlendirmesi" için insan kaynağı, araştırma, eğitim ve öğretim konuları başta olmak üzere birçok konuya ilişkin niteliği artırmak ve karar süreçlerini hızlandırmak için çalışmakta; “sistemi tedrici bir şekilde dönüştürmektedir". Son altı yılda YÖK'te alınan kararlar, mevzuata ilişkin farklı normlarda yapılan düzenlemeler, bu değişimin ve gelişimin en açık göstergesidir.
YÖK'ün girişimiyle yine yakın zamanlarda yapılan düzenlemelerle bazı konularda üniversitelere “yetki devri" ve “yetki paylaşımı" gerçekleştirilmiştir. Yeni YÖK olarak yükseköğretim sisteminin, daimi tekâmül esasında, bilgi ve tecrübe zemininde, şeffaf süreçlere dayalı biçimde, rekabet ortamında gelişmesi için çalışıyoruz ve bu yolda önemli mesafeler de kat ettik.
Yükseköğretim Kurulu'nun koordinasyonunda Eğitim / Eğitim Bilimleri Fakülteleri ve öğretmenlik lisans programlarıyla ilgili ilk defa yeniden yapılandırma çalışmaları, 1997-1998 yıllarında MEB Milli Eğitimi Geliştirme Projesi kapsamında gerçekleştirilmiş olup 2006 ve 2009 yıllarında da kısmi düzenlemeler yapılmıştır. Daha sonra gelişen şartlar ve ihtiyaçlar dolayısıyla 2012 yılında eğitim sisteminde gerçekleştirilen yapısal değişikliklere bağlı olarak Eğitim Fakülteleriyle ilgili de yeni düzenlemeler gerçekleştirilmiş; bölüm ve anabilim dallarıyla lisans programları gözden geçirilerek gerekli düzenleme ve güncellemeler yapılmıştır. Yeni programlar, 2018-2019 eğitim ve öğretim yılından itibaren uygulanmaya başlanmıştır. 2018 yılında güncellenen öğretmenlik lisans programlarındaki dersler, önceki dönemlerdeki gibi, Alan Eğitimi Dersleri (AE) %45-50; Öğretmenlik Meslek Bilgisi Dersleri (MB) %30-35 ve Genel Kültür Dersleri (GK) %15-20 olmak üzere yine üç grupta toplanmıştır.
Son dönemlerde yükseköğretimde koyduğumuz hedefler istikametinde pek çok adım atılmış, düzenlemeler yapılmış ve olumlu gelişmeler yaşanmıştır. Artık bundan böyle Eğitim/Eğitim Bilimleri Fakültelerinin öğretmenlik lisans programlarının geliştirilip güncellenmesi çalışmalarının, Türkiye Yeterlikler Çerçevesi ile Milli Eğitim Bakanlığı tarafından belirlenen Öğretmenlik Mesleği Yeterlikleri dikkate alınarak ilgili yükseköğretim kurumları tarafından yapılmasının en doğru tercih olduğu düşünülmektedir. Zira eğitimde program geliştirme, dinamik ve süreklilik arz eden bir süreçtir. Üniversitelerimiz, bu dinamik süreci yönetebilecek düzeyde kapasiteye, öğretim elemanlarımız da program geliştirme ve güncelleme konusunda yetkinliğe sahiptir.
Bu bağlamda konu, 10.08.2020 tarihli Yükseköğretim Genel Kurulu toplantısında müzakere edilmiş olup öğretmenlik programlarına ilişkin 12.04.2018 tarihli Yükseköğretim Genel Kurulu kararı iptal edilerek;
a) Ders kategorileri ile ilgili “Alan Eğitimi Dersleri, Öğretmenlik Meslek Bilgisi Dersleri ve Genel Kültür Dersleri" şeklindeki gruplandırmanın göz önünde tutulması,
b) Ayrıca “ders sayısı, ders saati / kredi sayısı ve yoğunluğu" konusunda da yine bu gruplandırmadaki sıralamaya dikkat edilmesi,
şartıyla öğretmenlik programlarındaki derslerin, müfredatların ve kredilerin belirlenmesinde, yükseköğretim kurumlarının ilgili kurullarının yetkilendirilmesine karar verilmiştir.
Eğitim Fakülteleriyle ilgili bu düzenleme, üniversitelerimize çok geniş bir hareket serbestisi tanımakta olup bu “yetki devri", Eğitim Fakülteleri ve öğretmenlik programlarıyla ilgili tarihi bir karar olarak değerlendirilebilir. Yeni YÖK olarak, üniversitelerimizin ehliyet ve kabiliyetlerine, hocalarımızın alanlarına ilişkin akademik ve mesleki hassasiyetlerine, öğrencilerimizin de öğretmenlik aşklarına güveniyoruz.
YÖK'ün yükseköğretimle ilgili konularda genel çerçeveyi çizdikten sonra üst düzeyde düzenleme yapması, daha sonra süreci, izleme, değerlendirme ve denetleme ile sürdürmesi doğru olandır. YÖK'ün asli vazifesi olan yükseköğretimle ilgili politika üreten, güçlü bir koordinasyon vazifesi üstlenen ve bir taraftan hakkaniyet, sosyal adalet ve fırsat eşitliğine önem vererek yükseköğretime erişimi artırmaya çalışırken diğer taraftan da toplumda bilimin yükselen bir değer haline gelerek toplumu daha da ileriye götürmesinin şartlarını hazırlamaya çalışan bir kurum olması gerektiğine inanıyoruz.
Bu düşüncelerden hareket ederek son yıllarda yaptığımız ve öncülük ettiğimiz düzenlemeler ve mevzuat değişiklikleri ile “daimi tekâmül esasında yükseköğretim sistemini tedrici olarak yeniden yapılandırdığımızı" bu yeni karar vesilesi ile tekrar ifade etmek isteriz.
Bu süreç devam edecektir…